İstanbul’dan yola çıktığı günden beri sorunlar yaşayan Ertuğrul’un başı Uzakdoğu sularında büyük beladadır. Gemiyi istila eden fareler yelkenleri, eşyaları, halatları daha doğrusu dişlerini geçirebildikleri her şeyi kemirmektedir. Ertuğrul’da dördü güvertede, ikisi makine dairesinde olmak üzere altı bölük görevlidir. Mürettebat hızla üreyen geminin yeni sahiplerine “Yedinci bölük” adını takar.
Seyir halinde bir gemide fareleri zehirlemek denizcilerin sevmediği bir yöntemdir. Çünkü, ulaşılamayacak bir yerde ölen farelerin kokusu varlıklarından daha dayanılmaz bir ortam yaratmaktadır. Fareleri yok etmenin kokusuz yöntemi ise, içine un ile alçı karışımı konulan küçük tabakları geminin her köşesine dağıtmaktır. Farelere sunulan bu ziyafetin yanına mutlaka su kapları da konur. Unla karışmış alçıyı yiyen fare hararet basınca suyu içecek ve hayvanın midesinde donan alçı hazımsızlıktan ölmesine neden olacaktır. Denizcilerin bu yöntemi sevmesinin nedeni, bu durumda ölen bir fareden rahatsız edecek kokunun yayılmamasıdır.
Ertuğrul firkateyninde fareler alçılı unları yiyip suyu içseler de, arkadaşlarının öldüklerini görünce tuzağı fark ederler. Gemi komutanı Osman Paşa ve kaptanı Ali Bey, bir fare ölüsü getiren mürettebata bir saat izin vermeyi kararlaştırır. Teklifin daha cazip olması için ödül izinden bir kuruşa çevrilir. Zamanla iki kuruşa, hatta iki buçuk kuruşa kadar yükselen bu ödül yöntemi de, farelerin sayılarını azaltmada etkili olmaz.
Farelerden kurtulmanın çaresi, Çin filosuna ait gemileri ziyaret esnasında bulunur. Çinlilere sorunlarını anlatan denizcilerimiz, farelerden kurtulma konusunda son derece ilginç ve bir o kadar da korkunç bir yol öğrenirler!
Çinli denizciler on, on beş tane farenin yakalayıp bir tel kafese kapatılmasını ve sadece su verilmesini önerirler. Üçüncü günün ardından açlıktan farelerin birbirini yemeye başlayacağını ve iki hafta sonra hayatta kalmayı başaran üç, dört tane güçlü farenin gemiye salınmasını söylerler. Çin gemilerinden kullanılan bu yönteme göre yamyamlaşan fareler hemcinslerini yiyecek, onlara yakalanmak istemeyenler de gemiden denize atlayacaktır.
Her yolu deneyen denizcilerimiz, yolculuğu kâbusa dönüştüren farelerin işgalinden kurtulmak için bu korkunç öneriyi denemeye karar verirler. Kısa bir süre sonra da, farelerin sayısında büyük bir azalma görülür…
Fareleri kendi aralarında birbirine kırdırmak, aslında Amerika’nın mazlum Ortadoğu halkları üzerinde oynamaya başladığı senaryodan başka bir şey değildir!