Yazarlar // 19 Mart 2015 Perşembe 00:00
Ragıp GÖKER
Geçen gün bir arkadaşım “Bu termik santrallere sadece sizin gazete karşı çıkıyor” dedi.
Arkadaşımın bunu bizi eleştirmek için mi söyledi, yoksa övdü mü pek anlamadım.
Ama ben şunu bilirim, biz farklıyız.
Çünkü biz HALK’ız.
Halkın gazetesiyiz yani.
Ben tek başıma da kalsam Samsun’u zehirlemek isteyenlerle mücadelemi sürdüreceğim.
Tek başıma değilim çok şükür.
Yener Cabbar, İsmail Başaran ve Mehmet Aksoy’un da bu mevzuda benim gibi düşündüğünü biliyorum.
Hedef HALK farklı gazete.
Hafta sonu Samsunspor’un deplasman maçını izlemek için Elazığ’daydım. Döndüğümde gazeteleri gözden geçirirken gazetede okuduğum bir haber nedeniyle bu santraller konusunda yazıp çizmekte ne kadar haklı olduğumuzu da anladım.
Büyükşehir Belediye Meclisinin toplantısı sırasında CHP’li Mustafa Tefek gündem dışı söz alarak santralleri konusunda konuşmak istemiş.
Haberde Mustafa Tüfek konuşmaya başlayınca önce bazı belediye başkanlarının, sonra da bir çok meclis üyesinin anında salonu terk ettikleri anlatılıyor.
Bunu okuyunca irkildim.
Ve aslında merak ettim.
O belediye başkanları ile meclis üyelerinin tepkisi Mustafa Tüfek’e mi yoksa Tüfek’in gündeme getirdiği santral konusuna mıydı?
Mustafa Tüfek’in şahsına tepki göstermiş olamazlar.
Zira Mustafa Tüfek iyi bir hatiptir.
Nerede ne söyleyeceğini bilir.
Çevresine saygılıdır, bu nedenle söyledikleri dikkate alınır özelliktedir.
Tepki onun şahsına olamaz yani.
Sonra düşündüm ve bizim meclis üyelerinin santral konusunu dinlemekten korktuklarına kanaat getirdim.
Çünkü bu santral konusu var ya hani nasıl söylenir “İki ucu pis bir değnek gibi”
Öyle yani.
Zira hükümet bu santral konusunu destekliyor.
Hükümetin destek verdiği ve kurulmalarını teşvik ettiği santral konusunda aleyhte söylenenleri dinlemek can sıkıcı bir durum olabilir.
Empati yapıyor ve kendimi AK Partili meclis üyelerinin yerine koyuyorum ve onlara bir noktaya kadar hak veriyorum.
Ben de olsam dinlemem.
Birileri Samsun’un havasını kirletecek ve ben bunu önleyecek konumdayken, bu duruma göz yummak zorunda kalacağım.
Hakikaten can sıkıcı bir durum.
Onun için diyorum ki;
İyi ki gazeteciyim.
İyi ki bu konuda yazıp çizme ve söz söyleme şansına sahibim.