Sandığın Anlatamadığı

Bu köşede iki gün üst üste seçim sonuçlarını değerlendirdik.
Herkes kendi meşrebine göre bir değerlendirme yapıyordur muhakkak.
Partilerin Samsun teşkilatları ile bazı adaylar tarafından yapılan açıklamalar “Mesaj alındı” şeklinde olmuş.
Acaba öyle mi?
Şüpheliyim.
Tümüne haksızlık etmek istemem. İl, ilçe teşkilatlarının mesajı aldıklarını ve bunu çoğunun da doğru okuduğunu zannediyorum
Ve fakat;
Özellikle seçilen veya seçilemeyen adaylardan bazılarının mesajı okuyamadıklarını tahmin ediyorum.
Ki;
Koalisyon kurulamazsa kriz kapıda gibi görünüyor.
Yakın bir gelecekte erken seçim ihtimal dahilindedir yani.
Yeniden halkın karşısına çıkıp oy isteyecek bazıları.
Biliyorsunuz Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç dışında seçilen 8 milletvekili de yeni.
Birçoğu siyasetin içinden geliyor ama ilk defa milletvekili seçiliyorlar.
Bazılarını yakından tanırım.
8 Haziran sabahı birçoğunu aradım.
Hiçbirine oluşamadım.
Amacım tebrik etmek ve hayırlı olsun dilemekti ama ben bir gazeteciyim.Seçime dair soracaklarım da olabilir, netice itibariyle seçilmiş birileri olarak verecekleri mesaj toplumu ilgilendirir özelliktedir.
Ama aradıklarım arasında geri dönüp beni arayan bir tek Fuat Köktaş oldu.
Fuat Köktaş, bunu bize bir daha ihtiyacı olacağı için yapmadı.
Bir siyaset adamından öte, medeni bir insanın yapması gerekeni yaptı yani.
Kemal Zeybek de telefona yanıt vermedi ve hala dönüp aramadı.
Haluk Koç mesela o an cevap veremese bile bir süre sonra mutlaka geri döner.
İhsan Kalkavan da öyle.
Sorumluluk sahibiydi onlar.
Hayati Tekin’i düğünde, bayramda ve özellikle cenazelerde görürsünüz.
Bir halk adamı olarak biliriz kendisini, acıyı da sevinci de paylaşır.
Bunu yapan ender siyasetçilerden biridir.
Ama onun da bir zaafı var.
Telefona cevap verme konusunda adeta özürlüdür.
Tabidir,  o da telefona cevap vermeyenlerden oldu.
Bir süre sonra bir mesaj geldi.
Mesajda,“Yoğunluktan telefonlara cevap veremiyorum. Köydeyim,köyde  görüşelim”falan gibisinden bir şeyler yazıyordu.
“Bu da iyi bir gelişme” diye düşündüm.
Fakat o mesaj çok kişiye gönderilmiş. Öğrendim ki, o mesajı alanların çoğu Hayati Tekin’i aramamışlar bile.
Anladım ki; Tekin, mesaj işini otomatiğe bağlamış.
Yazık.
Seçim gecesi bizim arkadaşların bir kısmı sonuçları AK Parti İl binasında izlemiş. Bakan Çağatay Kılıç ayrıldıktan sonra il binasına gelen Hasan Basri Kurt, danışmanı aracılığıyla gazeteci arkadaşlarımızın binadan ayrılmalarını istemiş.
Milletin vekil seçtiği zat, milletin bazı şeyleri öğrenmesini istememiş olabilir ama o durumun onun üstüne vazife olmadığını unutmuş.
Orada gazetecilerin kendilerini yalnız bırakmasını isteyeceği biri varsa o da oranın patronu olan İl Başkanıdır.
İl Başkanı, “Sen ne karışıyorsun?” dedi mi bilmiyorum, zira Hasan Basri Kurt önce ona ayıp etmiş aslında.
Sonra haber almasını engellemek istediği halkına.
Herkesin ne anladığına bağlı ama sandık sonuçları size, bize çok şey anlattı.
Bazılarına ise hala hiç bir şey anlatamamış.