Bir ankastre ürün olan 'Siverline' markasını duymuşunuzdur.
İbrahim Atay, o markanın yaratıcısıdır.
İbrahim Atay’ın bir gurup arkadaşıyla Merzifon'da 1994 yılında kurduğu ve dünya çapında bilinirliği olan bir markayı sıfırdan yaratma hikâyesi ilginçtir ve bu nedenle yazımızın bugünkü konusudur.
Kimi insan şanslıdır.
Babadan oğla geçen bir servetin sahibidir kimi insan ama birileri de var ki, şansını kendisi yaratır.
Şansını kendisi yaratanlardan biri olan İbrahim Atay'ın yaşamı zorluklarla dolu. Özellikle çocukluk günleri çok zor geçmiş İbrahim Atay'ın.
Amasya'nın Gümüşhacıköy İlçesinde doğar ve 14 yaşında babasını kaybettiği 1973 yılına kadar da Gümüşhacıköy'de yaşar İbrahim Atay.
Babasının ani vefatından sonra annesi ve üç kardeşiyle birlikte İstanbul'a göç ederler.
İbrahim Atay'ın amcası, o yıllarda teknik öğretmen eğitimi almış biri olarak, Almanya'ya giden ilk Türk kafilesi içersinde yer alır.
BMW fabrikasında uzun yıllar çalıştıktan sonra Türkiye'ye dönen amca, İbrahim Atay'ı ve 12 yaşındaki kardeşi İlhan Atay'ı kurduğu atölye'de işe alır.
Amca disiplinlidir ve eğitime de çok önem verir.
''Okuyacaksınız'' der.
İki kardeş hem okula giderler, hem de okul sonrası atölye'de çalışmaya başlarlar.
Küçük kardeş İlhan, eğitimini yarıda bırakır ama İbrahim Atay, o zamanki adı sanat okulunda eğitimini tamamladıktan sonra Kayseri Makine Mühendisliği fakültesini kazanır ama çalışmak zorunda kaldığı için o da eğitimini bırakmak zorunda kalır.
Amcasının atölyesinden ayrılan İbrahim Atay bir gayrimüslim Türk vatandaşının atölyesinde çalışmaya başlar. Patronuna da, ''Saat 16'ya kadar çalışırım, çünkü akşamları ve hafta sonları kursa gideceğim'' der.
Patron bunu kabul eder ama İbrahim Atay'ın gece geç saatlere kadar ve hafta sonları da çalışmaya devam ettiğini görünce ''Kursa gitmiyor musun?'' diye sorduğunda Patronu ''Atölyede yapılacak çok iş var'' cevabını aldığı Atay'ın maaşını iki katına çıkarır.
Atölyede sürekli yenilik peşinde koşar ama yenilikçi fikirleri patronun çocukları tarafından engellenince patronu bir gün İbrahim Atay'a ''Benim çocuklar seni anlayamıyor. Sana da yazık oluyor. Kendi işini kurarsan daha başarılı olursun'' der.
Timay'ın doğuşuna neden olan tekstil sektöründe kullanılan metal aksesuarların üretimine başladığı atölyesini kurar İbrahim Atay.
Ve fakat
İbrahim Atay'ın düşüncesinde hep memleketinde iş yapmak vardır.
Gümüşhacıköy'de kurmak ister ilk fabrikasını ama yeterli araziyi bulamaz.
Zamanın Merzifon Belediye Başkanının fabrikasını Merzifon'da kurma teklifini kabul edince önce tekstil sektörüne rivet, perçin ve metal düğme üretecek olan Timay Aş'nin fabrikasını, daha sonra da kardeşi İlhan'ın yanı sıra, çocukluk arkadaşlarıyla ortaklaşa olarak Gümüşfon Metal Endüstrisi AŞ'nin fabrikasını kurar.
Günümüzde Silverline adını alacak marka da böyle doğar.
Yetenek doğuştan gelen bir özelliktir elbette ama çalışarak geliştirilebilen bir özelliktir ayrıca.
Yeteneği geliştirmek çok çalışmayı gerektirir ama çok çalışmak bile yetmez bazen.
Bir insanda doğuştan gelen yeteneği geliştirmenin en temel koşullarından biri de sabretmektir.
İbrahim Atay, senin benim gibi bir insan aslında.
Yaşadıkları da birçok insanın başına gelebilecek türden.
Yetenekli biri olmanın yanı sıra, İbrahim Atay çalışkanlığı ve en önemlisi de karşısına çıkan zorlukları yenmek için gösterdiği direnç gibi özellikleri kullanmayı başarabilmiş.
Bu sütunlarda sıklıkla başarı öykülerini yazıyorum ama başarı sürdürülebilir olduğu ölçüde değerlidir.
25 yıl kadar önce tanıdığım İbrahim Atay başarıyı sürdürülebilir hale dönüştürdüğü için yaşam hikâyesi genç kuşaklara örnek olması bakımından anlatılabilir özelliktedir.
1987 yılında kurduğu Timay mesela, günümüzde dünyanın dört bir tarafına metal tekstil ürünleri satabiliyor.
25 kişiyle başlayan Siverline’daki üretim, yanı başındaki Timay'la birlikte ülkemizin yanı sıra, dünyada tanınan ankastre ürünleriyle markaya dönüşmüş durumdadır.
İbrahim Atay, 2 bini Merzifon'da, 500'ü de İstanbul'da ve ürünlerinin pazarlandığı bazı ülkelerde olmak üzere, toplam 2 bin 500 dolayında kişiye iş imkânı sağlayan bir yapıyı kurmuş.
Ama hiç bir şeyi hazır bulmamış.
Tırnaklarıyla kazımış adeta.
İbrahim Atay'ın yaşam öyküsü ''Ben başaramam'' diyerek başladığı işleri yarım bırakanlar için örnek olur umarım.
İbrahim Atay için vazgeçilmez ilkelerden biri iş disiplinidir, bir diğeri de, Siverline'i bu ülkenin en şok tanınan markalarından biri yaparken vazgeçilmeyen ilke de, üretimde kaliteden asla ödün vermemektir.
İbrahim Atay'la ilgili yazıyı ''Biyolojik bağım olmasa da kardeşim'' dediği ortaklarından Hüseyin Alış'ın sözleriyle bitirmek isterim.
''Önce insan diyoruz eğitime çok önem veriyoruz. Üretim tekniklerimiz de, dünyanın en büyük firmalarında kullanılan tekniklerdendir. Dünyanın birçok yerinde Türkiye'den daha çok tanınıyoruz belki ama daha yolun başındayız. Gidecek daha çok yolumuz var. Bu ülkenin üretmekten başka çaresi yok.''