Bu konuda benzer bir yazıyı ''Samsun'un sokakları'' manşetiyle 12 yıl önce bir 15 Temmuz günü yazmışım.
O yazıda Samsun'un kent merkezindeki sokakların hali pürmelalini anlamışım.
O gün nasılsa durum.
Bu gün de aynı.
Ki;
Hali pürmelal deyimi de ''Keder dolu bir durum'' anlamına geliyor zaten.
Sokaklar kederli.
Biz ise kızgın ve öfkeli.
Böyle geçiyor günlerimiz.
Yıllar geçse de değişmiyor yani bu durum.
Milenyumun 23. yılındayız oysa.
Karım, bayram tatilinin son gününe denk gelen Pazar günü bacanağımın aile efradını pideye davet etti.
Samsun halkı için ister bunaltıcı yaz aylarının terleten günleri olsun, isterse dondurucu soğuklarının yaşandığı zemheri ayları olsun, Pazar gününün vazgeçilmezidir pide yamak.
Bu şehirde hemen hemen herkesin saatlerce fırınlarda sıranın kendisine gelmesini beklediği günleri vardır.
Öyle bir gündü bizim içinde.
Dostum Suat Çakır'ın annesi Emine teyzemizin cenaze töreninde taziye dileklerimizi ilettikten sonra konuklarımız adına hazırlanan pideleri almak için ben de bu Temmuz sıcağında bir süre bekledim yani.
Karnımızı doyurduktan sonra, bacanağımın çocukları, Çarşamba yakınlarındaki bir mesire yerinden övgüyle söz edince, ''Bu şehirde yaşıyorsak, görmeden olmaz'' diyerek yola koyulduk haliyle.
Çarşamba belediyesi tarafından ''Orman Park'' adıyla hazırlanmış mesire yeri olağanüstü doğal güzelliyle mutlaka görülmesi ve gezilmesi gereken yerlerden biriydi.
''Nerede bu yer?'' diyerek soracağınızı biliyorum.
Olağanüstü güzelliğini anlatmadan önce yerini tarif etmeye çalışayım öncelikle.
Eskilerin, ''Semail burnu'', dedikleri Çaltı burnu yakınlarında yerde bu güzellik.
Ki;
Mesire yerine Samsun'dan gitmek isteyenler, burna adını veren Çaltı köyünün içinden geçerek ulaşıyorlar o güzelliğe.
Çaltı burnunda ama Hürriyet köyünün sınırları içinde kalıyor.
Belediye hırlamış ama anladığım kadarıyla bir işletmeciye teslim edilmiş Orman Park.
Tamamlandığında daha da güzel olacağı belli ama eksikleri var henüz.
Ki;
Çarşamba belediyesinin sitesindeki görsellerinden de çok farklı şu an için.
Tamamlanacak elbette.
Hemen önündeki plajıyla da sadece Samsun halkının değil, Türkiye genelinde de ilgi görecek bir yer olacaktır.
Küresel ısınma denen bu bela bölgemizi güneş turizmi için de cazip hale getirmeye başladı zira.
Gelecekte iç ve dış turizme açık bir bölge olacağız. Bu nedenle de yerli ve yabancı turist akınına uğramamız kuvvetli bir ihtimal olarak görünüyor.
Demem o ki;
Hazırlıklı olmalıyız.
Ben böyle düşünüyorum da, şehri yönetenler buna hazır mı acaba!
Hiç sanmam.
Google haritaları, İlkadım'daki evimden Orman Park'a ulaşımı 38 Km. olarak gösteriyor.
Mesire alanına Çarşamba'dan da ulaşım var ama Samsun'dan iki güzergahtan ulaşmak mümkün.
O güzergahlardan biri, havaalanının bağlantı yolundan saparak, Çınarlık üzerinden, ulaşıma imkan verirken, bir diğeri de Irmaksırtı üzerinden ulaşmanın mümkün olduğunu gösteriyor.
Çınarlık üzerinden verilen güzergah bildiğiniz köy yolu.
Asfalt kaplanmış ama çok dar haliyle.
Irmaksırtı üzerinden verilen güzergah daha geniş ama o yol, tercih edeni anasından doğduğuna pişman edecek türden.
Bozuk bir satıh yani.
Arabaların bütün trim parçalarını yerinden oynayacak gibi oluyor.
Ana yoldan sapıldığında toplam uzunluğu 15 Km. oysa.
Bir asfalt dökülmez mi kardeşim.
Atla deve değil ya, bu nedir yani.
Samsun Büyükşehir Belediyesi, ''Kırazlık'taki dolgu alanında kurulacak ikinci serbest bölgenin limanını ben yapacağım'' demiş.
Milyarlık bir proje.
Yapılsa iyi olur elbette ama daha köy yollarını yapamayan Büyükşehir o yükün altından nasıl kalkar bilemedim şimdi.
Bir bilen varsa, bana da söylese iyi olacak galiba.