Samsun'un seçimine dair yazı dizimizin dün yayınlanan ikinci bölümünde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, her ilde aday çıkarma kararının, Samsun’da CHP ile birlikte kendi partisine de kaybettirirken, AK Parti'nin özellikle Büyükşehir'i kolay kazanmasına sebep olduğunu anlatmıştık.
Akşener'in kararı sadece, Büyükşehir'i AK Parti'ye kazandırmakla da sınırlı kalmadı.
Karar, karşılarında Cumhur ittifakı gibi Samsun seçmeninde çok önemli karşılığı olan bir blok duruyorken, her partinin aday çıkarmasıyla ittifaksız olarak girilen seçimde Samsun'un 54 ilden büyük İlkadım ilçesinin de kaybedilmesine sebep olmuştur.
Akşener'in inadı, partisinin ülke genelinde de aldığı ağır yenilginin de en önemli sebebidir aslında.
Demokratik toplumlarda, böylesi durumlar, parti liderlerinin istifasıyla sonuçlanır ama Akşener, ''Kongreye gidiyoruz'' diyerek, kendisinden beklenen o kararı alamamış, bir anlamda topu taca atarak zaman kazanmayı denemiştir.
Samsun seçimine dair İYİ Parti ile ilgili bölümü burada tamamlayarak, seçimin yenilmiş diğer aktörlerinden CHP ile ilgili değerlendirmemize geçelim.,
Ki;
Bu günkü yazı dizimizin asıl aktörü de zaten CHP idi.
Yazımızın bu bölümüne ''CHP, tarihi bir şansı kaçırdı'' diyerek başlamak çok doğru olacaktır aslında.
Büyükşehir yarışı CHP için, Samsun'u çok iyi tanıyan, sorunlarını bilen ve sorunların çözümüne dair bilgi sahibi olan donanımlı bir adayın bulunmasıyla başlamıştı.
O aday Cevat Öncü idi.
Ki;
CHP için Öncü ile yarışa girmek CHP örgütü için büyük bir şanstı.
Öncü sadece CHP için değil, Samsun için de bir şanstı aslında.
Daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de ilçe belediye başkanlığı ile il genel meclisinde AK Parti ve İYİ Parti gibi diğer partilere oy vereceğini bildiğim çok kişinin ''Öncü kazanırsa, Samsun kazanır'' dediklerine şahit olmuştum.
Olmadı.
Öncü kazanamadı.
Ancak, şu bir gerçek ki; Cevat Öncü kazanmak için elinden gelenin fazlasını yaptı.
Ve fakat.
Aynı iddiayı gerek CHP'nin Samsun örgütünü yönetenler ve gerekse Milletvekili ile PM üyesi için söyleyemeyiz.
Öncü, bu seçim sürecinin yalnız adamıydı.
Aralarında kadınların da bulunduğu partili gönüllülerin seçim çalışmalarına katıldığını gördük elbette ama yapılanların yeterli olduğunu söyleyemeyiz ne yazık ki.
Şu gerçeğin altını bir kez daha çizmek isterim:
İl ve ilçe örgütleri Öcü'den maddi ve manevi destekleri esirgemişlerdir.
İlçelerde çıkarılan adaylar da, Öcü’nün kazanması için partiye oy taşımaktan uzaktılar maalesef
Atakum adayı dışındaki diğer ilçe adayları bu anlamda çok yetersizdi.
Cevat öncü CHP'nin açıkladığı ilk büyükşehir adaylardan biriydi oysa.
Öncü sahadayken, diğer partilerin de henüz adaylar belli değildi.
Sorarım size, Samsun Milletvekili Murat Çan'ı kaç kere Cevat Öncü'nün yanında gördünüz.
İl Başkanı Mehmet Özdağ da, Öncü ile birkaç defa görüntü verdi o kadar.
Mesela aranızda İlkadım ilçe Başkanı'nı Öncü'yle seçim çalışması yaparken gören var mı merak ediyorum.
Örgüt tarafından Öncü için kaç afiş bastırılmıştır mesela?
Bırakın afiş bastırıp dağıtmayı, parasını cebinden ödediği halde Öncü'nün billboardlarda afişlerine yer verilmezken, il ve ilçe başkanlarından bu duruma itiraz ettiklerine dair bir söz işiteniniz oldu mu?.
Bu parti yöneticilerince ''Öncü kazanırsa, ya da kazanmasa bile çok fazla oy toplarsa, ilk seçimde önümüz kesilir'' diye mi düşünüldü acaba bilemiyorum.
Öncü'nün yalnız bırakılma durumunu başka türlü izah edemiyorum çünkü.
Yarın:
AK Parti Büyükşehir’i kazandı belki ama..!