Garip bir ülkeyiz.
Deprem ülkesi olduğumuz halde depremlere önlem almayı ihmal ediyoruz.
Deprem olunca da, ekonomik krizlerde iktisatçıları hatırladığımız gibi deprem sonrası canımız yanınca da yer bilimcilerini hatırlıyoruz.
Allah hepsinden razı olsun, hocalarımızda mevlithanlar gibi o kanal, senin bu kanal benim dercesine kanal kanal gezerken bile, ''Daha önceleri neredeydiniz'' diye söylenmeden bizi uyarmaya devam ediyorlar.
Ben olsam kapris yaparım vallahi.
Ama o mübarekler, bilim adına yine de görevlerini yapmaya çalışıyorlar.
''Deprem ülkesiyiz'' dedik ya...
Samsun olarak da, dünyanın en hareketli faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fayına çok yakınız.
''Fay, burnumuzun ucundan geçiyor'' desem, abartmış olmam sanırım.
Google haritalarında Kahramanmaraş'ın Samsun'a kuş uçumu uzaklığı 415 Km olarak veriliyor.
Buna rağmen 6 Şubat sabahı saat 4.17'de Pazarcık merkezli olarak 10 ili vuran 7.7 şiddetindeki sarsıntıyı da, 9 saat arayla saat 13.24'deki 7.6 şiddetindeki Elbistan merkezli sarsıntıyı da, yüzlere kilometre uzaktan hissetmiştim.
Allah korusun, yüzlerce Km. uzaktan o depremleri hissetmiş biri olarak, 80 km uzağımızdaki Ladik ilçemizden geçen fayın kırılmasıyla oluşacak bir depremin buralardaki etkisini düşünemiyorum bile.
Deprem uzmanı yer bilimciler, Kuzey Anadolu Fayı'nın, bölgemizdeki kısmında şimdilik bir deprem riskini mümkün görmüyorlar ama ileride ne olacağını da kimse garanti edemez elbette.
Yener Cabbar'ın köşesini dün manşetine taşıyan H.HALK'ın haberi, Samsun için bu tehlikeye dikkatleri çekiyordu.
''Rantçılar görsün, Samsun çok riskli'' diye verilmişti haber.
Yüzlerce Km. Uzaktaki depremlerin Samsun'da hissedilmesiyle, 80 Km. uzağımızdaki fayın kırılmasıyla oluşacak bir depremin yıkıcı olacağı anlatılan haberde özellikle gökdelenler bölgesine dikkat çekiliyordu.
Gökdelenler bölgesi olarak bilinen yer, köylülere ait arazilerin bir 'Alicengiz' oyunuyla yer değiştirilmesi sonucu oluşturulmuştu.
O arazilerin yer değiştirilmesi sırasında yapılanlar, iyi bir şeymiş gibi de anlatılıyordu.
Ki,
Bölgenin heyelanlı olduğu biliniyor.
Samsun'un çok katlı binalar için çok uygun bir bölge olmadığı da bilinir aslında.
Böyle olduğu bilindiği halde inatla çok katlı binalar yapılmaya devam ediliyor.
Bir hastanemizin çok katlı olarak yaptırılan ek binası için de, yıllar önce riskli olduğuna dair rapor hazırlandığı ancak, o raporun devrin yöneticileri tarafından sumen altı edildiği bile konuşulmuştu.
Bu arada günlerdin Kürtün vadisinin imara açılma planlarıyla ilgili yazıp çiziyoruz biliyorsunuz.
Bu konuda yazarken bölgede 15 bin nüfus için yapılaşma düşünüldüğünü bildiğim halde, kişisel dikkatsizliğim sonucu vadinin 15 bin konut için yapılaşma açılmak istediğini yazmışım.
Bu hatam, bir okurumun dikkatinden kaçmamış.
Bu maddi hatayı düzeltiyor ve gerek konunun muhataplarından, gerekse okurlarımdan özür diliyorum.