Bir seçime gidiyoruz.
Bazıları yeniden seçilecek belki ama kimi belediyelerimize yenileri başkan seçilecek.
Kimler seçilecek.
Kimler hayal kırıklığı yaşayacak bilmek mümkün değil elbette.
''Herkesin gönlünde bir aslan yatar'' denildiği gibi benim de seçilmelerini istediğim adaylar var elbette.
Ve fakat.
Serde gazetecilik var ya.
Gönlüm birilerinin kazanmasını istiyor olsa da mesleki terbiyem bu süreci tarafsız bir gözle izleyip değerlendirme yapmamı gerektiriyor.
Beşeriz, hataya da müsait yaratıklarız elbette ancak, bu süreci en az hatayla geçirmeye çalışacağım.
Değerlendirmelerimi de, daha önce olduğu gibi bundan böyle de, duygusal bir yaklaşımla değil de, adayların projeleri üzerinden yapmaya çalışacağım.
Büyükşehir Belediye Başkanı'ndan şehrin lideri olmak gibi bir misyonu üstlenmesini beklerim mesela.
Ki;
Samsun'un en büyük eksiği olarak görürüm bu durumu.
Büyükşehir Belediye Başkanının, şehri ileri doğru taşıyacak, lider özellikli biri olması gerektiğini düşünürüm.
Lider eksikliği Samsun’u her konuda olumsuz etkileyen nedenlerden biri ve belki de en önemlisidir.
Samsun'da ekonomik yapının çok kötü olduğunu söylememe sanırım gerek yoktur.
Bu cümleden olarak, Samsun’da ekonomik yapıyı geliştirip, şehri dönüştürebilecek, birinin başkan olması gerektiğine inanıyorum.
Yakın tarihimizde bu ülkenin yedinci büyük kenti olarak anılan Samsun'un, ekonomik ölçek bakımından 40'li sıralara gerilemesini nasıl izah ederiz bilemem.
Geçmişte, tarım ve ticaret ağırlıklı bir ekonomik yapısı vardı Samsun'un.
Bölgedeki bütün şehirler, gıdadan, giyim kuşama ve inşaat malzemelerine kadar bütün ihtiyaçlarını Samsun'dan karşılardı bir zamanlar.
O yapı yok artık.
Samsun'un para sahipleri, bu durumun ilelebet süreceği gibi bir yanılgıya düştüler, sanayiye yatırım yapılması gibi uyarıları dikkate almadılar.
Bizim tüccarlar, eğitim almaları için ABD ve Avrupa ülkelerine gönderdikleri çocuklarının, bile bu konudaki uyarılarını ''İcat çıkarmayın'' diyerek kulak arkası ettiler.
Gelinen durum ortada.
İletişim araçlarındaki teknolojik gelişmeler, bölgenin deposu gibi işlev gören bu ticari yapılara ihtiyaç duyulmaz hale getirdi.
Dolayısıyla iş yapamaz duruma düşen ticari yapılar birer birer ortadan kalkmış oldu.
Bu durumdan oluşan zarar ziyanı tüccarlar görmedi haliyle.
Onların hala tuzu kuru olmalı ama Samsun'da işsizlik arttı.
Bu şehrin caddelerini bir an için gözünüzde canlandırın.
İnşaat malzemesi satanlar var hala ama eskisi gibi bölgedeki illere değil de sadece Samsun'a mal satarak işlevlerini sürdürebiliyorlar ancak.
Mecidiye'de eskiden olduğu gibi hala giyim kuşam mağazaları var ama bölgeye mal gönderen Sakarya Caddesi ve çevresindeki manifaturacılar yok oldular.
Şehrin bir başka alışveriş merkezi olan Çiftlik Caddesi ve Gazi Caddesinde ki mağazaların büyük bölümünde cep telefonu ve cep telefonları için aksesuar satan mağazalar yoğunlukta.
Bir de bol bol dönerci var bu şehrin bütün caddelerinde.
Ki;
Biz buna ''Dürüm-Döner'' ekonomisi dedik.
''Sanayi mi'' dediniz?
O yerinde sayıyor maalesef.
Dünya gazetesinin Bursa kökenli eski Reklam Müdürü Meral Ögat'ın, gezip gördüğünde ''Buna sanayimi diyorsunuz, burası Demirtaş OSB'nin bir caddesi kadar ancak'' dediği Samsun OSB'yle avunuyoruz hala.
Sanayi de gelişmiyor yani maalesef.
Sanayinin gelişememe nedenlerinden biri, Samsunlu para sahiplerinin öngörü eksikliği olsa da, diğer ve en önemli nedense, bu şehre yatırım yapacak olanları yolunacak kaz gibi gören yöneticileri seçiyor olmamızdır.
Nazım Usta'nın ''Kabahatin büyüğü sende kardeşim'' dediği gibi, şehre seçtikleri yöneticiler nedeniyle bu durumun oluşmama sebebi olarak, Samsun halkı da bu durumun sorumlularından biridir yani.
Bugün burada nokta koyalım ve yarın, Samsun'un sorunlarını sıralamaya devam ederek, adayların dikkatini o konulara çekmeye çalışalım.
Yarın: Samsun'un çözüm bekleyen sorunları (2)