istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Samsun'un Beton Kütleleri
Yazarlar // 22 Kasım 2024 Cuma 23:08

Ragıp GÖKER

Yağmuru bol alan bir bölgede yaşıyoruz.

Yeşilimiz bol olmalı değil mi?

Öyle mi?

Yeşil olan yerlerimiz de var elbette.

Misal, Özören' köyü ve onu takip eden Kabadüz şelalelerine doğru çıkıp,  dağın tepesindeki Yağmurdede adlı kafeterya ve lokantaya giderseniz, bulutların üzerinden seyre dalar, yeşile boğulabilirsiniz.

O denli güzel yerlerimiz de var aslında.

Ve fakat.

Şehir merkezinde mezarlıklar haricinde yeşil görmek imkansız gibi.

Betonşehir olduk.

Nasıl olmasın.

Yener Cabbar'ın söylemiyle uzun süre 'betonkafalar' yönetti bu şehri.

''Kütlesever'' de diyebilir bu kafalara.

Ki;

Belediyeevleri tarafındaki indi çıktının oluşturduğu o kütle nasıl içine sindi bu muhteremlerin içine, hayret ediyorum doğrusu.

Atakum'daki Türk-İş Eğitim merkezini yıkıp yerine ''Kütüphane yapacağım'' diyerek yeni bir beton kütle oluşturan Samsun'un 'Kütlesever' Büyükşehir Belediye Başkanı, Bayındırlık Bakanı olduğu dönemde Belediyeevleri önündeki o ucubenin yaratıcılarından biriydi.

O ucubenin yaratıcılarından biri de, şimdinin Ulaştırma Bakanı (Eski adı Bayındırlık Bakanlığı idi), zamanın Karayolları 7. Bölge Müdürü Abdülkadir Uraloğlu idi.

Biri gidip, diğeri gelse de kafa aynı kafa, bir şey değişmiyor yani.

Neyse dönelim Samsun'un beton kütlelerine.

Şu Türk-İş Eğitim merkezinin yerine yapılan kütleye yani.

''Kütüphane yapacağız'' demişti Mustafa Demir.

Şehrimize ve de özellikle Atakum’a kütüphane yapılamasına karşı çıkacak değiliz elbette ancak, hatırlarsanız Mustafa Demir’in Belediye Başkanı olduğu dönemlerde,''En iyi kamu binası'' diye duyurulmuştu o kütle.

Yalı Kafe'nin yerine yapılanları hiç söylemiyorum.

Felaket bir şey!.

Ya Fener'deki o otele ne demeli.

Ki;

O da başka bir 'Kütlesever' Belediye Başkanlarımızdan Yusuf Ziya Yılmaz'ın eseridir.

Ki;

O kütleyi oraya kondurabilmek için kıyı kenar çizgisiyle oynanmıştı.

Mahkemeden döndü haliyle.

O plan iptal edildi.

Otel mi?

Yok hükmünde şimdi.

Yıkılması gerekiyor aslında.

Ama otelin yapılmasına imkan tanıyan plan değişikliğini iptal ettiren odanın mensupları bile ''Milli servet'' diyerek yıkılmasını istemeyecek kadar iyi niyetli davranıyorlar.

Kapısına o mahkeme kararını asmayı düşünüyorlar ama.

Yusuf Ziya Yılmaz'ı ve Mustafa Demir'i gömmüşken, Samsun'un Muzaffer Abi'si, Muzaffer Önder'in, fuar alanında yaptırılan Valilik binasının oluşturduğu o beton kütleyi unuttuğumu sanmayın.

Bir zorunluluğun sonucunda karar verilmiş olsa da, Samsun'un önüne o kütle konduruldu ne yazık ki:

Bilmeyenler için o zorunluluğun ne olduğunu da anlatalım dilerseniz.

Günümüzde Bölge İdare Mahkemesi olarak kullanılan eski vilayet binası ihtiyacı karşılamaz duruma gelince, yeni bir valilik hizmet binası yaptırılma ihtiyacı oluşmuştu.

Bunun için İç İşleri Bakanlığı aracılığıyla bir ödenek ayrılması sağlandı, ödenek Samsun'a gelince binanın yapılacağı yer için arsa aranmaya başlandı haliyle.

O zamanlar Büyükşehir Belediye sınırları bütün ili kapsamıyordu.

Günümüzde TOKİ konutları ve İlkadım Belediye binasının yapıldığı eski havaalanının arazisi de Büyükşehir Belediyesinin kullanımında değildi.

Arazi bulunamadı haliyle, Valilik binası için tahsis edilen ödeneğin geri döneceği günlerde alelacele bir kararla Valiliğin bugünkü yerine yapılması kararlaştırıldı.

''Zorunluluk'' dediğimiz durum budur yani.

Kemal Vehbi Gül dönemine hiç değinmiyorum.

O günlerde yapılanları hatırlayacak olanların yaşı çoktan 60'a merdiven dayamıştır.

Vehbi Bey'li günler unutuldu bile.

Yusuf Ziya Yılmaz'lı ve Mustafa Demir'li günler, Vehbi Bey'li günleri mumla arattı bize yani.

Sözün özü:

Betona boğulduk.

Nefes alamayacak durumayız.

Ne olacak bu Samsun'un hali böyle?