Bir hafta kadar önceydi dostlarımla bir mekanda sohbet ediyorduk. Yanımıza Samsunspor yönetiminden bir arkadaşımız geldi.
O yanımıza gelince sohbetimizin konusu doğal olarak daha çok Samsunspor oldu.
Samsunspor’un yöneticileri gerçekten çok zor günler yaşıyorlar.
Analarından emdikleri süt burunlarından geldi yani.
Malum.
Para yok.
Paranın bulunabileceğine dair bir umut bile yok.
Yönetici arkadaşımız yaşadıkları sıkıntıları anlatıyordu.
Ben kendilerine genel kurul kararı almalarının daha doğru olacağını söyledim.
O yönetici arkadaşım, ben öyle söyleyince kendisinden beklemediğim bir tepki gösterdi.
Bana dönerek “Sen Samsunspor’un düşmanı mısın.!” dedi.
Şaşırdım.
Sanırım sinirlerim bozuldu bir an, o böyle söyleyince kendisine doğru dürüst tepki de veremedim açıkçası.
Dost meclisindeki bir arkadaşım o yönetici dostumuza böyle konuşmasının doğru olmadığını söyleyince o arkadaşım daha sonra benim gönlümü almaya çalışsa da bir kere kalbim kırılmıştı.
Samsunspor benim için takım sevgisinden daha ötedir.
Tutkudur benim için Samsunspor.
Ama o yönetici arkadaşımı da anlıyordum.
İçinde bulundukları durumun dışa vurumudur o söylediği söz.
Hezeyan hali yani.
Önceki gün ziyaretine gittiği Samsun Valisi İbrahim Şahin de İsmail Başaran’a kurtuluşun olağanüstü kongreye gitmek olduğunu söyleyince, o yönetici arkadaşımın beni Samsunspor düşmanlığı ile suçlaması aklıma geldi.
O arkadaşım ve diğer yöneticilerin Vali Beyin açıklamasını gazeteden okumuşlardır.
Şimdi burudan soruyorum:
Benim gibi düşünen ve Samsunspor’un kurtuluşunun olağanüstü kongreye gitmekte olduğunu söyleyen Samsun Valisi İbrahim Şahin de Samsunspor’un düşmanımıdır.
Bir kere daha tekrar ediyorum.
Ben Emin Kar’la birlikte Samsunspor yönetimine gelen ve bugüne kadar Samsunspor’u yöneten bütün arkadaşlara öncelikle teşekkür ederim.
Ama son kongre sürecinde yaşananlar Samsunspor’da bardağı taşırmıştır.
Hele hele geçen ay Emin Kar’ın istifası bu yönetim için yolun sonunu getirmiştir.
Samsunspor ‘Baş’sız kalmıştır.
Bu durum da belirsizliği de beraberinde getirmiştir.
Ki;
En kötüsü de budur.
Bu durum yöneticiler için azalan güven ortamını tamamen ortadan kaldırmıştır.
Samsunspor’un yönetiminde görev yapanların birçoğu yakın arkadaşımdır. Kişisel olarak ben kendilerine güveniyor ve inanıyor olsam da, gerek kongre sürecinde yaşananlar ve başkanın istifasıyla bu arkadaşlar bir anlamda bindikleri dalı kendileri kesmişlerdir.
“Olağan Kongreye iki ay gibi bir süre kaldı” gibi gerekçelerin de artık bir anlamı kalmamıştır.
Şimdi yapılması gereken şudur:
Başta Vali İbrahim şahin olmak üzere kimseyi Samsunspor düşmanı olmakla suçlamadan kongreye gitmektir.