Yazarlar // 13 Kasım 2014 Perşembe 00:00
Ragıp GÖKER
Samsunspor’u seven herkes, kulübe başkan olmak ister.
Ben isterim mesela.
Herkes gibi bu hakkı kendimde görmekle birlikte “Bu benim haddim değil” diye de düşünürüm.
Bordro mahkûmuyum zira.
Ay sonu gelsin de “Maaşımı alayım” diye bekleyen birisiyim.
Param yok yani.
Samsunspor’u yönetmek için ille de para gerekmez onu da biliyorum ama ihtiyaç duyulduğu zaman cebimden borç para verip, kulübün para sorununu geçici de olsa çözebilecek gücüm yok.
Hele hele Bakan ve Vali’nin rest çektiği ortamda bu sorumluluğu omuzlayacak gücüm hiç yok.
Bu kampanya beni aşar arkadaş.
Amma velâkin, öyle fazlaca parası olmayıp da bu hakkı kendisinde görenlere de saygı duyarım.
Samsunspor’daki mevcut yapıyı ela alalım mesela.
Geçen ay istifa eden Emin Kar’ın parası yoktu.
Futbolu biliyordu, futbolcuları da tanıyordu ama Emin Kar’ın görev yaptığı süre içersinde anasından emdiği süt burnundan gelmiştir.
Her günü sıkıntılı geçmiştir.
Emin Kar’ın ayrılmasından sonra Samsunspor’un yönetimi daha da zor günler yaşamaya başladı.
Özellikle Vali ve Bakan’ın “Bu yönetime güvenmiyoruz” açıklamaları kamuoyunda bomba etkisi yaptı.
Samsunspor’un yönetimi önceki akşam toplandı.
Önlerinde iki seçenek vardı.Ya kongreye giderek, Bakan’ın açıklamasıyla kucaklarında buldukları o ‘bombayı’ gerisin geriye göndereceklerdi.
Ya da “Durmak yok yola devam” diyeceklerdi.
Yönetim kurulu üyeleri, Mehmet Bank’ı da Samsunspor’un yeni başkanı seçerek, devam etme kararı aldılar.
Yönetim bu kararı alarak, “Sayın Bakan ve Sayın Vali, sizin parasal desteğinize artık ihtiyacımız yoktur” demiştir.
Öyle anlaşılıyor ki, bu yönetim artık para aramayacak, zira Vali ve Bakan öyle bir çıkış yaptıktan sonra, Samsun’da isteseler bile kimse bu yönetime yardım etmeye cesaret edemez artık.
Samsun’da esnaf kulüpten alacaklarını tahsil etmeyi umuyor. Bu yetmez gibi kulübün bekçisi, çaycısı ve aşçısı para bekliyor.Durun daha bitmedi.Futbolcuların alacakları da var ki, asıl tehlikede burada.
Erhan Altın’ın yalancısıyız, maç sonrası basın toplantısında “Bu çocuklar delikli kuruş almadılar” dedi.
Federasyona başvurup “Paramızı alamıyoruz” diyebilirlerdi.Bu güne kadar demediler.
Üstelik çıkıp aslanlar gibi oynadılar.
Yönetimi, futbolcuların bu karakterli duruşu cesaretlendirmiş olabilir ama bu durumun böyle sürmesini de bekleyemeyiz.
Oyunculardan biraz daha sabır göstermesi beklenebilir ama bu da bir noktaya kadar mümkündür.
Oyuncular, kulübü federasyona şikayet ederlerse her birinin serbest kalma ihtimali ve tehlikesi de var.
Ki; böyle bir durum oluşursa satılacak oyuncumuz da kalmaz.
Bütün bu gelişmeleri alt alta topluyorum ve şu sonuca varıyorum:
Yöneticiler, kulübün kasasına ceplerinden para koyarak futbolculara yakında ödeme yapacaklar, böylece oyuncuların bir kısmının serbest kalması önlenerek, devre arasında oyuncu satabilir duruma gelinecek.
Böylece kulübün kasasına en azından bir miktar paranın girmesi sağlanacak.
Sonra neler mi yaşanacak.
Bekleyip göreceğiz.