Samsunspor'da üç oyuncunun kadro dışı bırakılmasıyla ayyuka çıkan sorunun işareti aslında Ertuğrul Sağlam'ın 7 Nisan'daki basın toplantısında verilmişti.
Ertuğrul Sağlam o basın toplantısında bir 'Çığlık' atmıştı.
Ve fakat.
Samsun bunu duymadı.
O basın toplantısında, bir teknik direktörün söylemesi beklenenlerden çok daha farklı şeyler işitilmişti.
Çünkü Ertuğrul Sağlam konuşmasına, pandemi nedeniyle dünyada oluşan ekonomik durumun, Başkan Yüksel Yıldırım'ı da etkilediğini söyleyerek başlama gereği duymuştu.
Konuşmaya böyle başlamak, takım içinde bir huzursuzluğun başladığına dair ilk işaret gibiydi ve Sağlam, bir işaret fişeği ateşlemişti aslında.
Ertuğrul Sağlam’ın söyledikleri, para sorunun yaşanmadığı bilinen Samsunspor'da konuşulacak şeyler değildi.
En azından öyle olduğuna inanılıyordu.
Ertuğrul Sağlam, ''Sanıldığı gibi bir elimiz yağda, bir elimiz balda'' değil gibisinden şeyler de söylüyordu.
Ve bu ilk defa oluyordu.
Şampiyonluk yarışı yaptığımız takımlarda dağıtılan primlerden falan da söz ediyordu Ertuğrul Sağlam.
O basın toplantısı öncesi üst üste başarısız sonuçların yanı sıra, üç maçta beş kırımızı kart alınıyordu.
Neler oluyordu?
''Kırmızı kartlar, bir durumu protestonun sonucu mu?'' diye de bizatihi tarafımdan Ertuğrul Sağlam’a sorulmuştu.
Sağlam'ın verdiği cevap ''Beni yanlış anladınız, Samsun'da kendisini Samsunsporlu hisseden herkesten maddi ve manevi destek istiyorum'' şeklinde olmuştu.
Hoca, bir sorun yaşandığını söylemeye çalışıyordu ama fazla da açık etmek istemiyordu.
Sonra da konuşmasını ''Samsunspor üzerinde kimin ne hesabı varsa, sezon sonuna kadar ertelesin'' diyerek tamamlarken, Samsunspor'un karakterli oyunculardan oluşan bir kadroya sahip olduğunu söylemeyi de ihmal etmemişti.
O konuşmanın üzerinden bugün itibariyle 12 gün geçti.
Üç gün önce de üç oyuncunun kadro dışı bırakıldığı açıklandı.
Kadro dışı bırakılanlar dahil Samsunspor'da prim konusunu sorun eden oyuncuların ahlaki değerlerini sorgulamak haddim değil elbette.
Ki, kadrodakilerin hemen hemen tamamına yakını alt yapımızdan yetişenlerden oluşmuyor.
Hepsi, para kazanmak için geldi bu takıma.
Rakiplerimiz bol keseden prim dağıtırken, Samsunspor kadrosundaki oyuncuların da prim beklemek haklarıdır ama prim alamadıkları için takımın huzurunu bozarak kötü sonuçların alınmasına neden olanları eleştirmek de hakkımızdır.
Samsunspor yönetimi, güçlü bir kadro oluşturdu.
Bu kadro iyi para harcanarak kuruldu üstelik.
Primi sorun edenler dahil hiç biri bedavaya gelmedi yani.
Apoletinde 'Süper Lig Şampiyonu' yazan bir de teknik direktörü var bu takımın ve üstelik o teknik adam, kariyerinde yazılı o başarıya rağmen eski adıyla üçüncü lig olan bir kümede çalışmayı kabul etmişti.
Kariyerli hoca ve iyi kadroya rağmen, sezon boyunca bütün maçlarında güçlü bir oyun ortaya koyamadı Samsunspor.
İyi oynadıkları da oldu elbette ama iyi oynadıkları maç sayısı, iki elin parmak sayısını geçmedi maalesef.
Buna rağmen, 24. haftada oynanan Keçiören maçına kadar, sahada kora kor mücadele eden bir takım vardı.
Bu sütunda yazılanları takip edenler 19 Mart'ta bu köşedeki ''Samsunspor'un parayla saadete ulaşamama durumu'' başlıklı yazımda ''Bazı oyuncuların hal ve tavırlarının bende uyandırdığı intiba, bir durumu protesto ediyor gibiler sanki.'' derken, bugün içine düştüğümüz durumun haberini vermişiz aslında.
Bir sorun yaşandığı belliydi.
Ertuğrul Sağlam, problemi çözmek için uğraşırken 10 gün önce bir çığlık atmıştı.
Ama o çığlığı duymak istemedi Samsun.
Sorun yumak oldu önce, sonra da kördüğüme dönüştü.
Düğümün çözülmesi gerekiyordu.
Başkan, Yüksel Yıldırım'ın bugün Samsun'a geleceği duyuruldu.
Yüksel Yıldırım o düğümü çözecek tek kişidir.
Hiç bir şey için geç kalınmış da değildir.
Samsunspor Süper lig’e çıkacak.
Biz inandık.
Siz de inanın.