Bizim sevgimiz 'Pazar'a kadar değil, mezara kadar' süreceği içindir.
Bu takımla bir dargın..
Bir barışık olamayız.
Samsunspor her daim gönlümüzün efendisi olacak yani.
Ve fakat..
Bu takımla ilişkimiz nedeniyle sevineceğimiz günler de olacaktır belki ama kadro yapımız yüzünden çokça üzüleceğiz.
Dere bu.
Bu dereden bu kadar balık tutulur.
Geçen yıl kulübeye mahkum olmuş Distel Zola'dan medet umuyoruz şimdi.
Düşün başımıza geleni.
Beş-On metrekarelik alanda oynuyor ve sadece yan pas yapıyor adam.
Ayıp olur diye söylemiyorum ama neredeyse "Bu yaşta ben de o kadar oynarım" diyeceğim neredeyse.
Teknik kadro da O'na bir saat kadar tahammül edebildi zaten.
Fatih Kılıçkaya geçen yıla kadar bu Lig'de beğendiğim oyunculardan biriydi ama Ercan Yazıcı'nın sakatlığı nedeniyle bulduğu şansı kötü kullanıyor maalesef.
Gençlerimizden Erdi Dikmen, en azından O'nun kadar oynar, böylece bir gencimizi de kazanmış oluruz aslında.
Takımın en diri oyuncusu, en yaşlı iki oyuncudan biri olan Mustafa Sevgi'ydi.
Bu haftaya kadar santraforsuz oynayan takım, Mehmet Çakır'dan gol bekledi ancak, Mehmet Çakır'ın bu tip oyunu oynayacak oyuncu olmadığını anladık.
Alperen Kadro'daydı dün akşam.
Mustafa Sevgi, Mehmet Çakır ve Murat Gürbüzerol ileride O'na yardımcı olmaya çalıştılar ancak takımımız yine de pozisyon bulamadı.
Rakip kaleye organize ataklarla gitmekte zorlanan takımımızın gol bulması, rakibin hata yapmasına veya bir tesadüfe bağlıydı.
Ne o tesadüf oluştu, ne de rakip hata yaptı.
Hatta rakibin baskısından bunaldığımız son dakikalarda, bir puanı kalecimiz Fukan'la kurtardık.