Bu şehre hayret ediyorum.
Samsunspor bu şehrin en önemli markası.
Son 4 yıldır tarihinin en bunalımlı günlerini yaşıyor.
Ama şehir uyuyor.
İşadamının gündeminde Samsunspor yok.
Bürokrasi ve siyasetçiler hiç oralı değil.
Basın desen bir alem.
Bu şehirde herkesin bir adamı var.
Basının da öyle.
“Şu başkanın zamanında iyi idi, bunun zamanında kötü” gibisinden konuşmalara sıkça rastlıyorum.
Şimdilik sayfaları yansımıyor ama sevmedikleri ve desteklemedikleri yöneticilerin zamanında takım küme düşmüş olsa. Sanki birileri sevinecekmiş gibi geliyor.
Samsunspor çok zor durumda.
Futbolcu borçları ödenmezse bu işin sonu küme düşürülmeye kadar gidecek.
Borç gırtlağa gelmiş dayanmış.
Erkut Tutu daha geçen hafta, kulübün borcunun 50 milyon lira olduğunu açıkladı.
Gel de çık işin içinden çıkabilirsen.
Bu durumdan çıkmanın en kestirme yolu şu:
Bir babayiğit çıkacak, 50 milyon lira borçların sıfırlanması için, 20 milyon lirada yeni bir takım kurulması için olmak üzere yaklaşık 70 milyon lira verecek ve birz rahatlayacağız.
Bu mudur yani.
Elbette hayal edilen budur ama gerçekleşmesi mümkün değil.
Futbol artık sadece futbol değil.
Paralı başkan devri kapanalı çok oldu.
Futbol günümüzde bir endüstri halini aldı.
Bu şehir Samsunspor’u kurtaracaksa kulübe kalıcı gelir getirecek projeler üzerinde yoğunlaşmalıdır.
Geçen hafta ‘arı kovanına çomak sokmak’ kabilinden bir yazı yazdım.
Tramvay hattındaki trenlerin giydirilmesi ile elde edilecek reklam gelirinin Samsunspor’u darboğazdan çıkabileceğini iddia ettim.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, bu konuda ciddi teklifler olmasına rağmen görüntü kirliliğine sebep olacağı gerekçesiyle trenlerin yüzeyine reklam alınmasına karşı çıkıyordu.
Ama iki hatadır, reklam giydirilmiş iki tren sefere çıkıyor.
Bunun Samsunspor’u darboğazdan kurtaracak bir adım olacağını düşünerek, gelirin Samsunspor’a devrinin mümkün olabileceğine inanmış bunu yazmıştım.
Zira çok önemli gelirdi.
Birkaç yıl önce reklam için yıllık 250 bin lira teklif eden firmaların olduğunu duymuştum.
Raylı sistemde 21 tren sefere çıkıyor, önümüzdeki yıldan itibaren Tekkeköy hattının sefere alınmasıyla bu sayının iki katına çıkması mümkün görünüyor.
Yıllık en az 10 milyon lirayı bulacak ve sürekli hale gelecek bir gelirden söz ediyorum.
Ballı bir iş yani.
Bunu yedirmez birileri onu da biliyorum.
Ve bu rantı kullanması için birilerine ihale edildiğini bile bile “Yap şu işi Samsun” dedik.
Ses çıkmadı kimseden.
Bana kimse bu işin hukuki boyutundan falan söz etmesin.
Samsun şehri isterse o muazzam gücün önünde kimse duramaz.
Tramvay meselesi sadece bir örnektir aslında ama o bile heyecan uyandırmadı bu şehirde.
Yazık…