Günlerden Cuma’ydı.
“Zemheri Ayazı” denmese bile hava buz gibi soğuktu.
O tarihlerde çalıştığım Güneş Gazetesindeki büronun penceresinden sokağı seyrediyordum.
Lapa lapa olmasa bile dışarıda kar yağıyordu.
“Şehir merkezinde böyle ise, yükseklerde durum nasıl acaba” diye düşünüyordum.
Bir taraftan da o ‘Bulgar radyosunda’ telsiz anonslarını dinliyordum.
Zira o tarihlerde henüz telsiz kanunu çıkmadığı için, bizim kuşağın gazetecileri yurda kaçak yollardan sokulan ve Bulgaristan’dan geldiğini bildiğimiz o radyolardan edinirdi.
Gazetenin İstanbul’daki merkezinden gönderilen o radyodan bende polis telsizini dinlerdim.
O gün yani 20 Ocak’ta polis telsizinde Samsunspor otobüsünün Havza çıkışında bir kamyona çarparak kaza yaptığı anons ediliyordu.
Ölü ve yaralıların olduğu söyleniyordu.
Geçen sene lider, bu sene gider
Futbol takımımız lig’de zor günler yaşıyordu.
Takımımız son sıralardan kurtulma umuduyla o sezonun ikinci yarısındaki ilk maç için Malatya deplasmanına gidiyordu.
Büro Şefi olarak çalıştığım Güneş’in o günkü manşeti, Samsunspor’un bu kötü durumuna dikkati çekmek için olsa gerek “Geçen sene lider, bu sene gider” şeklindeydi.
Gerçekten de bir sezon önce Türkiye Kupasında Sakaryaspor ile final oynamıştık.
Takımımız o sezon hariç o dönemlerde başarılıydı aslında. 1985 ve 1989 yılları arasında o zamanki adı 1. Lig olan Türkiye Süper lig’inde defalarca şampiyonluk kovalamıştı.
20 Ocak’ta yani o kazanın yaşandığı gün Havza’ya vardığımızda öğle ezanı okunmak üzereydi.
Samsun şehir merkezinde atıştırır gibi yağan kar, Havza’da lapa lapa yağıyordu.
Yaralı kurtulanlar ve futbol şehitlerimizden bazıları hastanelere kaldırılmıştı.
Kaza o kadar şiddetli olmuştu ki, şehitlerimizden kulüp şoförü Asım Özkan ile Teknik Direktörümüz Nuri Asan’ın bedenleri enkazdan henüz çıkarılamamıştı.
Kötü bir görüntüydü.
Şehitlerimize bir kere daha rahmet dilerken aralarında daha sonra kulüp başkanı olmuş Emin Kar olmak üzere kazandan yaralı kurtulanlara uzun ve sağlıklı bir ömür dilerim.
Trafik kazalarında bu ülke her yıl binlerce insanını yitiriyor.
Bu kazalardan yaralı kurtulanların birçoğu yaşamlarının geri kalanını engelli olarak yaşamak durumunda kalıyor.
Bu nedenle can ve mal emniyeti bakımından araç kullananların trafik kurallarına uymaları gerektiğini bir kere daha hatırlatmak isterim.
“Bana bir şey olmaz” demeyin.
Kazalara, kurallara uymayanlar ve “Bana bir şey olmaz” diye düşünenlerin bir an için dalgınlıkla yaptıkları hataların sebep olduğu biliniyor.
Samsunspor 20 Ocak 1989 ‘da bağrından yetişmiş bir teknik direktörünü, üç futbolcusunu ve bir çalışanını kaybetmiştir.
Futbol şehitleri ve yaşamının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda kalan Kaptanımız Emin Kar ve arkadaşları aslında ülkemizdeki trafik kazaları için ibretlik bir durumdur.
Arkadaşımız Mehmet Yazıcı geliştirdiği bir projeyle “Futbol Şehitleri Anıtı” yaptırılmasını önerdi.
Zamanın Valisi Hüseyin Aksoy önceleri sıcak baktığı bu projenin geliştirilmesi için bazı girişimlerde bulundu ama nedendir bilinmez o proje gerçekleştirilmedi.
O anıt, ülkemizde yaşanan trafik kazalarına dikkati çekmek için çok önemliydi aslında.
Olmadı.
Projeyi Mehmet Yazıcı önerdi ama Samsunspor, omuz ve destek vererek o abidenin Havza girişene dikilmesini sağlayabilir.