Samsun'dan Bir Başkan Geçti

Yazarlar // 7 Temmuz 2014 Pazartesi 00:00

İsmail BAŞARAN

Recep Tayyip Erdoğan, Cemal Yılmaz Demir’in Belediye Başkan adaylığına destek olmak üzere Samsun’a geldiğinde, henüz AK Parti kurulmamıştı…

Erdoğan Genel Başkan da değildi, milletvekili de değildi, Başbakan da değildi…

O dönemlerde EKİP gazetesini çıkarıyorduk arkadaşlarla…

Kendileri EKİP Gazetesi’nin küçücük ofisini ziyaret etmiş ve bu sırada tokalaşmıştık…

Sohbet etmiştik…

Aradan yıllar geçti.

Bu süre içinde Erdoğan Genel Başkan ve Başbakan sıfatlarıyla Samsun’a çeşitli defalar geldi.

Bazılarında Samsun’dan teğet geçti, bazılarında ise kaldı burada.

Recep Tayyip Erdoğan yine geldi Samsun’a…

Bir yola çıkarken ilk adımını bu kentten attı…

Çeşitli sözler verdi.

Çeşitli açıklamalar yaptı.

Bunların tamamını TV’lerden, İnternet Sitelerinden ve de Gazetelerden okudunuz bilgi sahibi oldunuz…

Kimileri Erdoğan’ın bu yarışta, Başbakanlığın dolayısıyla devletin olanaklarını kullandığını öne sürdü, kimileri istifa etmesini istedi kimileri yanında kimileri de karşısında olduklarını vurguladı...

Erdoğan Samsun’da, Canik Belediye Binasını da hizmete açtı, her ne kadar o bina bir yıl süredir hizmet veriyorsa da oldu işte…

Hatırlıyorum da Erdoğan’a ilk yıllarda Samsun İçme Suyu’nu da açtırmışlardı.

Oysa o içme suyu merhum belediye başkanı Muzaffer Önder tarafından kazandırılmıştı Samsun’da…

Geçelim ve asıl konuya gelelim…

Meydanda o kadar kalabalık, iftarda bu kadar kalabalık vardı.

Bu rakamlar birilerine göre doğru birilerine göre yanlış olabilir.

Ancak bir gerçek var ve ne hikmetse üzerinde durulmuyor sanırım.

Gerçek şu:

Çatı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş da aday, kendileri “Cumhurbaşkanı” adayı

durumundalar.

Ancak galiba Recep Tayyip Erdoğan bir başka yolda ilerliyor.

Bu yol Cumhurbaşkanlığı olma yolu değil.

Ya ne yolu?

Başkan olmanın yolu…

Yani; Başbakan’ı da hükümeti de kabineyi de ben seçeceğim, ekonomiyi ben yönlendireceğim, turizmi ben organize edeceğim…

Sağlık politikalarını, eğitim politikalarını ben belirleyeceğim…

Hep “Ben” demek istiyor…

Yıllar önce elini sıkıp sohbet ettiğim kişi sanki bu değildi, zaman insanları nasıl da değiştiriyor, hayret…

BELEDİYELER BU KADAR MI ZORDA?

Veya sadece Yakakent Belediyesi mi ekonomik olarak bu kadar zor durumda?

Başkan Hüseyin Kıyma hesapları kontrol ettiriyor olabilir, o nedenle ödemeleri geciktiriyor olabilir, Yakakent Belediyesi’nin bir önceki dönemden kalma borçları ve alacakları olabilir…

Bunların hepsi olağandır…

Çağırırsın bağımsız bir denetleme kurumu, denetlettirirsin hesapları…

Bu on veya on beş gün sürer sadece.

Sonrasında alacak verecek ortaya dökülür.

İstersen kamuoyuyla paylaşırsın, istersen evrak olarak sende kalır.

Ancak “Belediye bu kadar zorda mı?” diye sordurmazsın kimseye…

Yakakent’te, birçok yerde olduğu gibi Kızılay derneği şubesi var.

Bu derneğin neler yaptığını burada anlatacak değilim…

Yakakent’te bu derneğin faaliyetlerini gösterdiği bir küçücük ofis var.

Buranın da yüz lira kirası…

Bu yüz lira kira, bundan önce, Belediye’nin yönetimi CHP’li Burhan Bayrakdar ve ekibinde iken, Belediye encümeni mi yoksa meclisinin mi aldığını bilmiyorum bir kararla belediye tarafından ödeniyormuş.

Hüseyin Kıyma, Belediye Başkanı olur olmaz “Ben bu kirayı ödemem” demiş ve kestirip atmış.

Şimdi Yakakent İlçesi Kızılay şubesinin kirası belediye tarafından ödenmiyormuş.

Hatta söylentilere bakılırsa Hüseyin Kıyma “Bafra belediyesi ödesin” diye de bir ifade kullanmış.

Doğru mudur değil midir bilmiyorum, çıkar yapar açıklamasını doğrusunu vatandaş da öğrenir.

Hüseyin Kıyma’nın “Kızılay Şube Başkanının Bafralı olması gibi bir neden güttüğü” acaba düşünülebilir mi?

Eğer mantık buysa ki inşallah değildir, Dikmen’li olan Hüseyin Kıyma Yakakent’te belediye başkanı, hatırlatmak gerekir kendisine…

GÜNÜN FIKRASI

Temel idama mahkûm olmuş;

Son bir dileğin var mı? diye sormuşlar...

Yok demiş...

İpi kafaya geçirmişler ve sandalyeye vurmuşlar...

Temel Uy... Uy... diye bağırmaya başlamış...