istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Samsun'da Kaçak Çalışan Sığınmacı Var mı?
Yazarlar // 20 Ağustos 2021 Cuma 12:17

İsmail BAŞARAN

Samsun’da İstiklal Caddesi’ndeki mantoluma işinde çalışan yabancıları ben bizzat gözlerimle gördüm.

Koklamadım canım, konuşmalarından belli. Türkçeyi bile bilmiyorlar…

Bu soruya Samsun’daki ilgililer yanıt vermiyorlar. Bir daha soruyorum, kaçak çalışan işçi, dükkân var mı, varsa neden çalıştırıyorlar? Eğer bir Türk vatandaşı kaçak çalışıyor veya çalıştırılıyorsa, hemen işyerine ve sahibine ceza geliyor.

Şuraya bakın, kendi ülkemizde sığınmacı durumuna düşürüldük. Bunu yapana da göz yumana da yazıklar olsun. Türk vatandaşı çalışırken sebze sattığı arabalar elinden alınıyor ancak yabancılara dokunulmuyor. Böyle olunca Türkler mi Yabancılar mı vatandaş oluyor?

Bir başka boyutu da kaçak çalıştığı ileri sürülen işçi sayısındaki artış, Türk işsizlerin, iş bulma umutlarını günden güne azaltıyor. Ekmeğe muhtaç hale getiriliyorlar. İşte iktidarın bir numaralı isteği de bu. Önce vatandaşı muhtaç edecekler, ardından yardım edecekler, yardım ettiklerini gözüne sokup seçimlerde oyunu isteyecekler. Böylece de iktidarda kalmış olacaklar.

Sigortasız ve kaçak olarak çalışan ne kadar yabancı işçi var? Bu sorunun yanıtını Samsun’daki hangi yetkili açıklayabilecek, var mı böyle bir yiğit? Elbette yok, yok olduğunu biliyorum. Samsun’da yiğit yokluğundan değil cevap vermemek, kolluk kuvvetlerinin baskılarından korkuyor millet. Türkiye artık Cumhuriyetle, demokrasiyle yönetilmiyor. Gücü eline alanlar ve bunu tutanlar tarafından yönetiliyor.

Kaç yabancının Samsun’da kaçak olarak işçilik yaptığını vatandaşa hangi yetkili açıklayacak?

 

KİM KİMİ KESELİYOR?

Temel, 4.Murat devrinde, gemiyle Hacca gitmek için Rize'den İstanbul'a gelmiş. Fakat ne yazık ki, Hacca giden gemiye yetişememiş. "Bunda da vardır bir hayır" demiş içinden... Aylarca yol aldığından toza toprağa batmış, yaralar içinde kalmış, uyuz olmuş. Memleketine dönmeden önce güzelce bir yıkanıp temizlenmek amacıyla bir hamama gelmiş.

Yıkanmak istediğini söylediği hamamcıdan red cevabını alınca sebebini sormuş. Büyük Sultan Murat Han'ın vezirleri vardır hamamda. Kimseyi almamam için emir verdiler, diye cevaplamış hamamcı.

Yıkanmadan bu uyuz illetinden kurtulamayacağını bilen Temel, adeta yalvarmış hamamcıya: İzin ver evladım, bir köşede yıkanıvereyim. Kimseler fark etmez beni. Hamamcı, Temel'in ısrarlarına dayanamamış, vezirlere görünmeden yıkanması için sıkı sıkı tembihte bulunduktan sonra içeriye almış.

Biraz sonra, hamama, tebdil-i kıyafet, Sultan 4.Murat Han gelmiş, yıkanmak istediğini söylemiş.

Hamamcı aynı şekilde, tanıyamadığı bu gence de durumu anlatmış, içeri alamayacağını söylemiş.

Sultan'ın ısrarları hamamcıyı bir kez daha yumuşatmış, O'nu da sıkı sıkı tembihledikten sonra, Temel'in yanına göndermiş.

Başlamışlar beraberce yıkanmaya. Birbirlerine su döküyor, sırayla sırtlarını keseliyorlarmış. Bir ara 4.Murat Temel'in düşüncelerini öğrenmek amacıyla sormuş: Sen de istemez miydin şöyle vezir olmayı? Baksana koskoca hamamı kapatmış, gönüllerince yıkanıyorlar. Biz ise şu daracık alanda debelenip dururuz.

A be uşağum, demiş Temel. Ha böyle vezir olacaksın da ne olacak? Şu dünyada öyle bir Sultana vezir olacaksın ki, vezirlerinin bile karşısında tir tir titrediği Sultana, senin uyuzlu sırtını keseletsin...

Bu fıkra nereden mi geldi aklıma? Son zamanlarda İktidar’daki CUHMUR İttifakı’nın Genel Başkanları iktidardan gitmemek uğruna yasalar çıkarıyorlar, birbirlerine dün ağza alınmayacak kelimeler söyleyen Genel Başkanlar birbirlerinin sırtlarını keseliyorlar.

Kimin kimi keselediğini bilmiyorum da biri diğerini kesin olarak keseliyor. Kese atılmasa ittifak parçalanacak ve iktidardan gidecekler. İşte o zaman hesap verecekler. Kısaca bütün mesele kir çıkarmak değil, hamamcıya keselenmemek. Zamanla yaşayanlar, kimin tellak kimin müşteri olacağını görecekler.

 

GÜNÜN SÖZU

Düşmanlarınızı kötülemeyin, onlar sizin eserinizdir. (William Hazlitt)