Diyarbakır’a atanan valimiz Hüseyin Aksoy, Samsun’da eğitimde başarının yükseltilmesi için çok çaba harcamıştı.
Kulakları çınlasın Sayın Vali Aksoy, Milli Eğitim ile ilgili bir toplantıda eğitimcilere hitaben konuşurken ‘’Aranızda benim duyduğum heyecanı duymayan varsa, bırakıp gitsin’’ demişti.
İlkadımın atıldığı şehirdir Samsun.
Kurtuluşa buradan başlandı.
Cumhuriyete ilk adım burada atıldı.
Bu tarihi mirasımız bize her alanda ve özellikle de eğitimde başarılı olma sorumluluğunu yüklemektedir.
Samsun’a Vali dahil olmak üzere bu şehre atanacak bürokratlar, bu sorumluluğun bilincindeki kişiler arasından seçilmelidir.
Valimiz İbrahim Şahin, eğitimde ilk 10 arasında olmamız gerektiğini söylemiş.
Pek güzel.
Heyecan verici.
Hedef bu olmalı.
Altına imzamı atarım.
Ve fakat
Öğretmenlerin etek boyunun uzaması yada saç sakal durumuyla, eğitimde başarı sağlanmıyor maalesef.
Başarıya ulaşmanın yolu öğretmenlerin kılık kıyafetleriyle uğraşmaktan geçmiyor.
Yasa koyucu bunu zaten düzenlemiş.
Öğretmen ve öğrencilerin eğitim kurumlarına ne gibi kıyafetlerle gelecekleri yasal düzenleme ve yönetmeliklerle yapılıyor.
Tevhidi tedrisat kanunu bunun için var zaten.
Gazetelerin yalancısıyım ama Vali Bey, ‘’Kıyafet yasası olsa da öğretmenler, bir öretmene yakışır şekilde giyinmeli’’ derken ve Milli Eğitim Müdürlerine bu konuda talimat verirken neyi amaçlamış olabilir.
Vali, kendisini yasaların üzerinde göremez.
Görmemelidir.
Bu sözü sehven söylenmiş olarak kabul etmek isterim.
Özellikle sorumluluk makamında oturan kişilerin yasaların hilafında söz söylememesi gerekir.
Maazallah.
İmam-cemaat fıkrasındaki gibi bir durum meydana gelir ki;
Bunun olmasını kimse istemez.
Samsun’un dereleri ve suları kirletilmiş.
Samsun, termikçiler için cennete, bizim için cehenneme çevriliyor ama biz Vali Beyden tek bir itiraz sesi duyamıyoruz.
Büyükşehir Belediye Fener Plajını sadece kadınlar için denize girilebilir bir yer olarak düzenlerken de valimizin buna itiraz ettiğini de işitmiyoruz mesela.
Ki;
O Fener Plajı, yüz yıl öncesine dayanan mazisiyle ‘Deniz Hamamı’’ adıyla İstanbul’daki bir plajdan sonra cumhuriyet öncesi bile ülkemizin ikinci karma plajıydı.
Örtülü bayanların da denize girme hakkı vardır ve karma plajlara gitmek istemiyor olabilirler.
Bunu anlarım.
Ama kadınlara özel plaj uygulaması için seçilen yer Fener Plajı olmamalıdır.
Haksız mıyım?