Samsun açıklarında yine gemiler var.
103 yıl önce de bir 19 Mayıs sabahı bir gemi gelmiş ve Samsun açıklarında demir atmıştı.
''Bandırma'' idi adı o geminin.
Mustafa Kemal ve 19 arkadaşını İstanbul'dan demir alarak Samsun açıklarına kadar getirmişti.
Taşıdığı sadece insan yükü değildi.
Bir ulusun kurtuluşa dair umuduydu taşıdığı.
Günümüzde de gemiler geliyor Samsun açıklarına.
Günümüzdeki gemilerin taşıdığı yük, bir 19 Mayıs sabahı gelen geminin yükünden çok farklı.
103 yıl önce de insanlar bir birlerine ''Ne olacak bu memleketin hali?'' diye soruyorlardı belki.
Şimdilerde de kimileri benzer soruyu soruyorlar bir birlerine.
Şartlar çok farklı elbette.
103 yıl önceki gibi düşman işgali altında değiliz çok şükür.
Ve fakat.
Ekonomik sorunlarımız var ve bu sorunla boğuşuyoruz.
Bir zamanlar dünyanın kendi kendine yeten ülkelerinden biri olan ülkemiz, buğday bile üretmekte sorun yaşıyor maalesef.
Buğday bile üretemiyoruz.
Daha doğru bir tanımlamayla bizi doyuracak kadarını üretemiyoruz.
Bu nedenle de şu sıralar Samsun açıklarında demir atmış gemilerin bir kısmı da aç kalmayalım diye buğday getirmiş.
Rusya'dan geliyor gemiler.
Rusya bir taraftan bizim gibi dünyanın birçok ülkesine tahıl ürünleri gönderiyor.
Bir taraftan da, Ukrayna ile savaşıyor.
''Savaş'' denmez buna aslında.
Bu düpedüz işgal girişimidir.
Orantısız güç kullanmaktır yani.
O bahse başka bir yazıda değiniriz belki ama biz dönelim yine Samsun açıklarında demir atmış gemiler konusuna.
''23 gemi var'' dedik ya Samsun açıklarında.
Büyük bir bölümü buğday yüklüymüş o gemilerin.
Bir kısmında da arpa ve yulaf ile mısır ve ayçiçeği küspesi cinsinden yük de varmış.
Yem hammaddesi yani.
Hayvan yemi üretmek için bile hammadde sıkıntısı çekiyoruz demektir bu.
Yem pahalı biliyorsunuz.
''Hayvancılık bu nedenle ölüyor'' demek istemem ama günümüzde dana kıymaya Bu Ramazan ayında dana kıymaya120 lira ödüyorsak, sebeplerinden biri tarım politikalarımızdaki plansızlıktır
Fosil yakıtlarda dışa bağımlı olmamızı anlarım ama bir zamanlar kendi kendine yeten ülkelerden biri olan Türkiye'nin, tarım ürünlerinde dışa bağımlı duruma gelmesini anlamakta zorlanıyorum.
Çevremizdeki ülkeler petrol zengini ama Allah bunu bizden esirgemiş maalesef.
Bu nedenle petrol türevlerini dışarıdan almayı anlarım.
Kalkınma için gerekli olan makine aksamı malzemelerin de ithalatını anlayışla karşılarım.
Ve fakat.
Yem hammaddesi almak nedir.
Bunu kabullenemiyorum işte.
