BDP Milletvekillerinden alınlarına ve yanaklarına öpücük konulan PKK’lılar askerimizi öldürmeye, çocukları
organize ederek polise taş attırmaya polisimizi tokatlamaya kadar vardırıyorlar işi.
Ancak yandaşları da kendileri de Karadeniz’e giremiyorlardı.
Bir gezi düzenlendi.
Çorumdan başladılar…
Sonra Sinop’a gittiler…
Sinop’ta karşılarında Sinop halkını buldular.
Otel bulamayınca da Öğretmen evinde kaldılar.
Sinoplular bunu duyunca da ortalık ayağa kalktı elbette.
Neymiş, Sinop’taki olayları Belediye Başkanı Baki Ergül organize etmişmiş.
Bunu ben söylemedim.
Ekipteki milletvekillerinden Ertuğrul Kürkçü söyledi.
Kürkçü, Samsun’da OMTEL Otel’de düzenlenen basın toplantısında dile getirdi bu ifadeyi.
Haaaa… Unutmadan anlatalım.
BDP milletvekilleri ve beraberlerindekiler Sinop’ta yer bulamayınca öğretmen evinde kaldılar ya,
Samsun’da da yer bulamayınca Üniversitenin malı olan ve OMÜ Vakfı tarafından çalıştırılan OMTEL
Otel’de geçirdiler geceyi.
Basın toplantısını da o nedenle adı geçen otelde düzenlediler.
O otelde bu ekibin kalmasını sağlayanlar maalesef kurumu da benim gözümde lekelediler.
Bir yakınım gelip o otelde yer ayırmamı isterse bundan böyle asla yer falan ayırmayacağım.
Askere ve polise kurşun sıkan dağ kadrosunu öpenlere yer verenler bunun sonunu da düşünmek
zorundalar elbet.
Belki bir günahları yoktur.
Devletin bazı kurumları, daha rahat kontrol edilebileceği gerekçesiyle kafilenin orada kalmasını
istemişlerdir.
Basın toplantısında polise tokat atan bir milletvekili de vardı ve polis onun da can güvenliğini
sağlamakla görevliydi.
Toplantının ilk konuşmasını Ertuğrul Kürkçü yaptı.
Arkadaşlıktan falan bahsetti.
İşte o zaman “Sen nasıl arkadaştın” diye sormak geçti içimden, adını kışkırtma koyacaklarından,
soramadın soruyu.
Soracağım soru şöyle olacaktı:
“Ertuğrul Kürkçü, bundan yıllar önce Karadeniz’e geldiniz, bu gezinizde kullanacağınız yol üzerindeki
Ünye’de başlayan bir hareketiniz Niksar’da Kızıldere’de bitti. Kızıldere’deki o evi ben biliyorum. O evde
arkadaşların can verirken sen samanlıkta nasıl kurtuldun. Ünye’den geçerken Kızıldere ve arkadaşların
aklına gelecek mi?”
Dedim ya, soramadım…
O günler canlandı gözümde.
Kızıldere ve samanlıktaki Ertuğrul Kürkçü.
Şimdi Karadeniz’e gelmiş, konuşuyor…
Arkadaşlık, birliktelik dersi veriyor…
Belki dinleyenler de inanıyor söylediklerine…
Bu gezi sürüyor.
Halkın desteğiyle değil elbet.
Ya kimin desteğiyle???
Kısaca Samsunlu kışkırtmalara uymadı denilebilir.
Bazı lokal olaylar oldu elbet…
Polis çatılara çıktı, PKK’ya tepki gösterenlere biber gazı sıktı…
Sonuç olarak PKK Karadeniz’de gezisinin başlangıcında kayaya çarptı.
Kimse sakın unutmasın; Samsun’a sadece Atatürk çıktı.
Bunu kimse unutmasın…
GÜNÜN FIKRASI
Dünya Feministler Kongresinde konuşmacılar görüş belirtmektedir. Amerikalı bir kadın şöyle der:
-Ben iyi bir şirketin genel müdürüyüm. Artık alışveriş yapmaktan bıktım. Kocama "bundan sonra
alışverişleri sen yap" dedim. Baktım, birinci gün oralı olmadı, ikinci gün oralı olmadı, üçüncü gün yaptı...
Alman konuşmacı:
-Ben iyi bir şirkette üst düzey yöneticiyim. Bir gün kocama "ben artık bulaşıkla ilgilenmekten bıktım,
biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün yapmadı, ikinci gün yapmadı, baktım üçüncü gün yapmış...
Fadime kürsüye çıkmış:
-Ben kendimi bildim bileli temizlikçiyim. Geçen gün Temel'e "ben artık çamaşır yıkamaktan mahvoldum,
biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün göremedim, ikinci gün göremedim, üçüncü gün gözüm yavaş yavaş
görmeye başladı...
GÜNÜN SÖZÜ
En kötüden iyiyi öğren, ama en iyiden kötüyü öğrenme. Lavater
DUVAR YAZISI
Adam kızmış... İstemeye gelmişler...