limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Samsun-Sarp Hızlı Demiryolu Üzerine Düşünceler
Yazarlar // 12 Ocak 2020 Pazar 00:02

Cevdet MAMATOĞLU

Tesadüfen elime geçen, Ordu ilinde basılan, Karadeniz Ekonomi gazetesinde: bir işadamı, Samsun-Sarp arasında yapılması tartışılan, hızlı demiryolu projesinden bahsederek, gerçekleşmesi konusundaki düşüncelerini belirtmiş...

 

Yazısında; demiryolunun geçeceği güzergahta, iktidar partisinin güçlü olduğu, belediyelerin kendi partilerince yönetildiğinden bahis ile siyasi güç birliği yaparak bu projeyi hayata geçirmeyi önermektedir. Projenin yapılabilirliği konusunda ise sadece turizm kaynaklı bir getirisinden bahsetmekte ve detaylı bir fizibilite sunmamaktadır. Halbuki Türkiye gibi ülkeler; kaynaklarını, öncelikle verimli projelere kullanmaları gerekir. O nedenle önerilen projelerin, fantezilerin ötesinde  iyi etüt edilmiş ve sonuçlarının ülkeye ve yöreye kazandıracakları, açıkça bilimsel olarak belirtilmiş olması gerekir.

 

Ülkemiz, başta bol parası olan bir ülke değildir. Bilindiği gibi bir çok proje amacına uygun devlet garantisi verilerek yap işlet modeli ile yapılmaktadır. Fizibiliteler maalesef uygun yapılmadığı için Yavuz Sultan Selim ve Gaziosmanpaşa köprülerinde olduğu gibi geçiş garantilerinin öngörülenlerin çok altında kalması nedeni ile hazineden her yıl milyon dolarlar seviyesinde yüklenici firmalara ekstra para ödenmektedir. Bu da deli Dumrul hikayesinde olduğu gibi geçmeyen vatandaşında ödeme yaptığı bir proje durumudur.

Bu güzergahta yapılacak bir hızlı trenin bugün olmasa gelecekte mutlaka olması gerektiği aşikardır.  Ancak bu gibi projeler belirli planlamalar ile yapılması gerekir ve ülke ihtiyacı olduğunda devreye sokulmalıdır ki verimli çalışabilsin ve ülkeye getirisi olsun. Bu da iyi bir fizibilite çalışması ile ortaya çıkar. Ben şahsen ne yöre belediyelerinin ne de ticaret ve sanayi odalarının ne de devletin bir fizibilite çalışması olduğuna inanmıyorum. Herkes aklına geleni söylüyor. Bu da ülke kaynaklarının israfına neden oluyor.

 

Samsun-Sarp arasındaki yolcu trafiği nedir? Karayolu taşımacılığı nasıl etkilenir ? Bu proje enerji tasarrufu sağlar mı? Olası turizm artışına yanıt verecek alt yapı var mıdır? Mevcut hava taşımacılığını etkiler mi? Türkiye’nin getiri bakımından öncelikli projesi olabilir mi? Soruların yanıtları fizibilite raporu ile ortaya çıkar. Evet böyle bir proje yöre insanlarına bir konfor sağlar ama ülkeye maliyeti ne olur? Bunu bilmek gerekir. Bu işler, bir özel sektöre devredilse: özel sektör; yapacağı harcamaları kaç yılda geri alacaksa ve yolcu kapasitesine göre, belirleyeceği bilet fiyatları bugunkü taşımanın çok üstünde olduğunu hesap ederse, kimsenin tercih etmeyeceği bu yolu yapmaz. O yüzden yolcu garantisi ister. Halbuki bu çağda bugün ve yıllara sarih olarak yolcu kapasitesi hesaplanabilir bir durumdur. Devlet, bile bile fizibil olmayan projeler de garantiyi gerçeğinden yüksek tutarsa devletin kaynaklarının peşkeş çekildiğini akla getirir. Vatandaş cebinden çıkmadığını zannettiği bu tip projelerde yaşadığı konfor ile bazen de sadece görüntüsü ile mutlu olur ama bilmez ki; ekstra oluşturulan vergiler, bu projelerin bedelini ödemek içindir.

 

Samsun-Sarp arasında eğer bir demiryolu yapılacak ise; bu yan yana iki hat olarak projelendirilmeli ve öncelikle yük treni projesi gerçekleştirilmelidir. Hatta daha ucuz ve güvenli olduğu için taşımacılığın tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi %80 demiryolu ile yapılması planlarının ilk projesi Samsun-Sarp hattı olmalıdır. Bu hat bir ekonomi devrimi hattıdır. Kanal İstanbul’dan çok önemli ve önceliklidir, getirisi bakımından.

 

Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan ve aralardaki tüm devletlerin petrol, doğalgaz maden gibi doğal kaynakların bu hat üzerinden Samsun Limanına getirilerek, Hint denizi, Suveyş Kanalı’nı dolaşmadan tüm Avrupa’ya bir geçiş yolu olarak degerlendirilebilir. Hatta devamında Samsun-Ankara-Antalya demir yolu ile de bu hat Akdeniz’e ulaştırılmış olur. Ayrıca ülkenin gıda ve diğer ürünleri, karayolu taşımacılığının pahalı olması nedeni ile; ürünün kendisinden çok daha pahalıya gelmekte. Bu yüzden halk navlun ücreti yüzünden ürünleri pahalıya almakta, üretici de para kazanamamaktadır. Demiryolu taşımacılığı hem talebi arttıracak hem de üreticiye de para kazandıracaktır. Yıllardır demiryolları zarara uğratılır. Halbuki ucuz ve güvenli taşımacılığı ile demiryolu ülkenin savaşta ve barışta ihtiyacı olan önem verilmesi gereken bir taşımacılıktır. Çözüm getirilirse zarar etmesi mümkün değildir. Ayrıca demiryolu taşımacılığını % 100 yerli yapma teknolojisinin ülkemizde olduğunu düşünüyorum.

 

Samsun aynı zamanda hava, deniz, demiryolu, dogalgaz boru hattı Türkiye girişi olması yine coğrafi konumu sosyal ve kültürel etkinlikleri ile bir cazibe merkezi olma yolunda hızla ilerlemektedir. Çarşamba ve Bafra gibi devasa bir ovanın ortasında tarıma dayalı sanayinin gelişmesi ile ovanın ürünleri tüm orta asya ve Sibirya’ya kadar pazarlanabilir, ikame mal olarak değerlendirilebilir.

 

Artık ülkemiz de birilerinin yaptığını diğerinin bozmasına izin vermeyelim. Yanlış yapmış ise de hesabını soralım. Kaynaklarımızı verimli kullanalım. Unutmayalım ki , devletler ya da belediyeler borçlanırken bizleri de borçlandırıyorlar.