Covit-19 salgını nedeniyle vatandaşa aralıklarla sokağa çıkma yasağı uygulanırken, yasakları ihlal edip sokağa çıkanlara para cezası kesilirken acaba aynı yasaklara uymayan siyasilere para cezaları neden uygulanmıyor. Covit -19 salgını siyasileri es mi geçiyor, semtlerine uğramıyor mu, gördünüz değil mi, salgın bile siyaset yapıyor, seçene bulaşıyor seçilene bulaşmıyor. Ancak Samsun’da bu kural da bozuldu, siyasiler de salgın hastalığa yakalandı. Samsun’a siyasetçi akını vardı. O nedenle de özellikle AK Parti’li belediyeler gelen siyasetçileri karşıladı hatta yakın temaslarda bile bulundu, sonunda ne mi oldu?
Samsun’daki bazı belediye başkanlarında da Kovit-19 Hastalığı görüldü, testleri pozitif çıkanlar kontrol altına alındı. Eğer o belediye başkanları salgına daha önce tutulmuşlarsa neden vatandaş arasına katıldılar, yok bakanların gelmesiyle yakalandılarsa kimden bulaştı hastalık?
Aklıma deli sorular gelmiyor değil, acaba Samsun’a gelen konuklardan yani bakanlardan ve beraberindekilerden mi hasta olanlar mı vardı da bulaş görevi gördüler? Bunu benim bilmem mümkün değil ancak aklıma takılıyor işte böyle garip sorular. Sadece bazı belediye başkanları değil AK Parti’nin yöneticilerinden de salgına yakalananlar olduğu söylendi. Samsun’da Bakan geldi ancak bakamadı ve hasta etti. Bu gelişin ne vaktiydi ne de zamanı. İnsanlar can havliyle sağa sola saldırırken “Biz sizin yanınızdayız” demek için halkla birlikte olmak nasıl bir kafa yapısıdır?
Eğer iktidarda bulunanlar vatandaşın yanındaysa önce yasaklara kendileri uymalıdırlar. Yani ele talkımı verip kendileri salkımı yutmayacaklar, örnek olacaklar örsek.
BELEDİYELER NEREDE?
Yasaklar geldi ve ciddiye alınması isteniyor, uyalım da ekmeğimizi biz mi alacağız, alacaksak ekmeğin fırından satış noktasına gelene kadar geçirdiği evreyi nereden bileceğiz? O ekmeği tutanın salgında bulaş görevi görüp görmediğini bilecek miyiz?
Bu konuda sağlıkçılar ve belediyeler kontrollerini yapıyor mu vatandaş olarak bunu bilemiyoruz, oyna sağlıklı ürüne ulaşabilmemiz bizim ne kadar hakkımızsa bu ürünleri vatandaşa ulaştırabilmek de belediyelerin görevidir. Belediyeler bu görevlerini yerine ne kadar getirebiliyorlar, var mı bilgisi olan?
Salgın bile getirime dönmüş durumda. Salgının ilk günlerinde evde kalanlara Cumhurbaşkanlığı maskeler dağıtıyordu, kolonyalar, dezenfektanlar ve maskeler gönderiyordu. Ne oldu da bu dağıtımlar kesiliverdi? Artık ne dezenfektan ne kolonya ne de maske dağıtılıyor, gidin eczanelerden satın alın deniliyor vatandaşa.
Bu da iktidar tarafından vatandaşın yalnız bırakıldığının ayan beyan bir göstergesidir.
MASKELİ SOYGUN
Samsun CHP Milletvekili Neslihan Hancıoğlu, ilginç bir iddiada bulundu. Borsa İstanbul, Antalya Limanı, İstinye park projesi hisselerinin Katar’a satılması hakkında ilginç bir açıklamada bulundu. Hancıoğlu, “Milletimize ait varlıkların Katar’a satışı, yerli ve milli maskeli soygundur” iddiasında bulundu.
Bu maskeli soygun kelimelerini tuttum vallahi. Ancak Türkiye’nin topraklarının bile satılıyor olması soygun falan değil doğrudan hainliktir. Kanla yoğrulmuş bu topraklara kan akıtanlardan birinin torun olarak, içim acıyor içim. Kubilay’ın asılmasına neden olanların torunlarının ise gündemde olmasını kabul edemiyorum da elimden bir şey gelmiyor. Çünkü iktidar sandığa gitmekten korkuyor, yolcu olduğunu biliyor…
GÜNÜN SÖZÜ
Dualarınıza dikkat edin gerçekleşebilirler. (EMERSON)