Samsun güneş turizminden yeterince yararlanamıyor olabilir.
Malum, Karadeniz Bölgesindeyiz
Yaz ayları ve güneş toplam üç ay kadar etkili oluyor.
Bu bakımdan turizm yatırımları için rantabl olarak görülmeye bilir. Bunu bi noktaya kadar anlayışla karşılarım.
Ancak,
Sahilimizin özelliği ülkemizde ve belki de bu coğrafyada az görülen özelliktedir.
İnce kum hem de kilometrelerce uzunluktaki ince kumla kaplı doğal plajları bulmak öyle kolay değildir.
Pazar günü bir TV kanalında gezi programını izliyordum.
Programın yapımcısı da olan o sarışın genç kız. Hırvatistan’daki bir plajın doğal güzelliğini ballandıra ballandıra anlatıyordu.
Ve fakat
Sahil uzaktan kum gibi görünse de ince çakıl taşı idi.
Sahilde terlik veya bir ayakkabı olmadan yürümek rahatsızlık verir.
Güneşlenmek bir örtü olmadan mümkün değil belki de.
Ama bizim sahilimiz öylemi
Dilediğince sere serpe güneşlen bizim kumsallarımızda.
Ama sıkı durun.
Dereköy’den başlayarak Çatalçam sahillerine kadar kumsalımız yok olmuş durumda.
Dereköy Balıkçı Barınağı!
İhtimal ki yanlış yapılmış.
Deniz geriye alıyor ondan alınanı.
Çatalçam sahillerindeydik dün.
Metin Burma!
“İmdat” diyor.
Önlem alınsın istiyor.
“Sahilimizi kurtarın” diyor.
DLH, T ler yapıyor ama tek başına çare değil sanki. DLH’ nın uzmanları “Deniz nerde durursa biz de orada dururuz” diyorlar.
Bir de SASKİ
Kıyıdaki kanalizasyon hattı açığa çıkınca hemen alel acele taş dökerek kapatıyor ki hattın üzerine bir daha kumsala ulaşmak mümkün olmayacak bu durumda.
Atakum Belediyesinin duvarında bir sahil resmi var.
Gidin onu görün.
Bu gidişle sahilimizin o fotoğrafı nostaljik bir natıra olarak kalabilir.
Metin Burma’nın “İmdat“ çağrısına kim yanıt verir bilemem ama. Çok acele çare üretilmesi gerektiğinin altını bi kere de bin çizmiş olayım.