limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Samsun Sahili Kurtulmaz
Yazarlar // 14 Temmuz 2014 Pazartesi 00:00

İsmail BAŞARAN

Ragıp Göker Halk Gazetesi’ndeki yazısında sormuş:
Samsun Sahili kurtulur mu?
Eminim ki o da biliyordur bu sorunun cevabını.
Ancak ben buradan yine de kendisine yardımcı olayım ve sorunun cevabını vereyim.
Kurtulmaz arkadaşım, o sahil kurtulmaz…
Çünkü Samsun’da tam da genel ve yerel iktidarın istediği insanlar yaşıyor çoğunlukla.
Tepki göstermeyen insanlar bunlar.
Gücü elinde bulunduranların yaptıklarının hepsine körü körüne destek olan insanlar…
Dile getirdik buradan bu yol kuş cennetine kadar gidecek dedik, aldırış eden olmadı…
Aslında bir kaç kişi var eleştiren hepsi o kadar, onların da haklarını yememek gerekir.
Konuyla ilgili yasaya gidilse, yasa aleyhte de karar verse yapım sürer.
Diğer bazı konularda olduğu gibi…
Siyasetin yapılmasına göz yumduğu, yargının yıkılmasına karar verip onadığı yerler yok mu Samsun’da?
Var.
Saathane için karar alınmadı mı?
Alındı ancak ipleyen var mı?
Yok.
Çünkü Samsun’da yargı kararlarına uyan yöneticiler iş başında değil….
Hani Başbakan’ın “Yusuf Samsun’u güzelleştirmişsin” dediği iddia olunan Büyükşehir Belediye Başkanı var ya
onlardan birisi de o…
Kimse çıkıp da “Yargı kararlarına uymadığı” gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulunmuyor.
Ragıp Göker de soruyor:
Samsun sahili kurtulur mu?
Kurtulmaz…

GAZETE OKUMAYAN BİR TOPLUM VAR
Samsun’da gazete okumayan bir toplum var.
Ne yerel gazete ne de yaygın gazeteler yok denecek kadar az okunuyor.
Yaygın gazeteler, bir dönemler çalıştığım Milliyet günde bir milyon satardı.
Yanlış okumadınız, tam bir milyon…
Hürriyeti, Tercüman’ı…
Sabah’ı ve diğerleri…
Yani yaygın basının tirajı milyonlarla ölçülürdü.
Şimdi toplasan tümünün bir milyon alıcıları yok. (Elden dağıtılanlar ayrı tutulmuştur)
Yaygın basın böyle de yerel basın başka türlü mü?
Hayır elbette.
Samsun’un nüfusu bir milyon 250 bin dolayında.
Yüzde onluk dilimi gazete okusa 125 bin adet eder.
Yüzde beşlik bölümü okusa 60 binin üzerinde tiraj yapması gerekir yerel gazetelerin.
Var mı o kadar?
Samsun basınının amiral gemileri Hedef Halk ve Haber Gazetelerinin Genel Yayın Müdürleri Yener Cabbar ile
Necdet Uzun’a sorun bakalım ne cevap alacaksınız.
Ben çok iyimser bir rakam söyleyeyim Samsun’daki yerel gazetelerin tümünün satışları (parasız dağıtılan bazı
gazeteler hariç) yirmi bin dolayında ya vardır ya da yoktur.
Sonuç ortada işte…
Samsun’da Samsunlu gazetesini okumaz ise çevresinde olup bitenden bihaber durumda kalır.
Sonra da yöneticilerin yargıya uyup uymadıklarını bilemez.
Samsun’da Samsun adına yapılmaması gereken işlerin takipçisi olamaz.
İşte o zaman bu toplumun ne çevresi, kendisiyle ailesinin ve çocuklarının geleceğiyle ilgili konuşmaya ve fikir
yürütmeye hakkı olmaz sanırım.
Sonrasında da Ragıp Göker arkadaşım sorar:
Samsun Sahili kurtulacak mı?
Kurtulmaz, kurtulamaz…
Çünkü kurtulmasını isteyen bir avuç insan var, duyarlı insan…
Sayılarını artırmak için biz de ne yapıyoruz ki???

İFTAR VERMEK SOSYAL BİR HAREKET Mİ?
Sadece Samsun’da değil, neredeyse tüm Türkiye’de yerel yönetimlerin yaptıkları en önemli işlerden birisi
durumuna geldi iftar vermek.
Kimisi çadırlarda kimisi mahallelerde kimini meydanlarda yapıyor bunu.
Parasını nereden aldıkları beni ilgilendirmiyor.
Ancak sanıyorum ki büyük bir bütçe tutuyor.
Ramazan ayı boyunca tüm belediyelerin verdikleri iftar yemeklerini hesaplarsanız belki yirmi belki kırk milyon kişiyi
bulabilir.
O zaman soru şu:
Kalkındı diye övündüğümüz ekonomimiz bu kadar iyiyse bu insanlar neden bir iftara muhtaç durumundalar?
Sosyal hareket deniliyorsa yanlış…
Bu kadar kaynakla aklınıza gelebilecek bir dolu hizmet yapılabilir bu ülkede…
O zaman neden insanları yediriyoruz.
Birileri belediyelere mal ve hizmet mi satıyor?
Kim bu birileri???

GÜNÜN FIKRASI
Temel uzun yıllar görmediği bir arkadaşı ile yolda karşılaşmış. Bir yere oturmuşlar. Eski günlerden konuşurlarken
söz dönmüş dolaşmış evlilik öncesi ilişkilerine gelmiş. Arkadaşı sormuş:
—Karımla evlenmeden önce hiç yatmadım. Sen yattın mı?
Temel düşünmüş...
—Valla şimdi hatırlayamadum... Karinun adi neydi?

GÜNÜN SÖZÜ
Her zaman doğruyu söyle... Ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın

DUVAR YAZISI
Ayrılık içimde bir kor, her gün sobayı tutuşturuyorum.