Samsun Halkı Yardıma Muhtaç Olmuş

Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, Samsun nüfusunun yüzde 45.2'sinin yardımlarla yaşadığını iddia etmiş. Karaman'a göre Samsun'da yaklaşık iki kişiden biri yardıma muhtaç halde yaşıyor yani. Ki; Geleneklerimizde yardımlaşma kültürü var. İnancımız da da infak etmek, yani yardımlaşmak da önemli hasletlerimizden biridir. Amenna. Yeri gelmişken İnfak etmek demek onu da açıklayalım. İnfak etmek: Dinî-ahlâkî bir terim olarak genellikle ''Allah'ın hoşnutluğunu elde etme amacıyla kişinin kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara aynî ve nakdî yardımda bulunması'' demektir. Ramazan ayındayız madem, yeri gelmişken Peygamberimizin de ''Komşusu aç yatarken, tok yatan bizden değildir'' sözünü buraya not olarak ekleyelim. Özetle yardımlaşmak önemlidir yani. Devletimiz de, sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak yardımlaşmayı önemser ve kamu kaynaklarından yoksullara yardımı, yönetim anlayışın bir gereği olarak uygular. Ve fakat. Aslolan kimseyi yarıma muhtaç halde bırakmamaktır. Herkes aynı parayı kazanamıyor biliyorum. Ancak, yoksulluk da kader değildir. Yoksulluğu ortadan kaldırmanın gerek koşulu da, devletin herkese iş ve aş kazanabileceği imkanları yaratması gerekir. Herkese iş ve aş imkanı sağlandığında ve buna bağlı olarak da, vergilerimizden oluşan kamu bütçesinden herkes hak ettiği payı alması durumunda zaten, yoksulluk diye bir durum da yaşanmayacaktır. Coğrafyamızda üreten bir toplum olarak da biliniyoruz. Ki; Ülkemiz, Adriyatik denizinden, Çin Seddi’ne kadar olan bölgede bacaların tüttüğü ender ülkelerden biridir. Buna rağmen hala yatağa aç giren insanlarımızın olması da ne kadar şaşılacak bir durum. Sahip olduğumuz bu özellik nedeniyle ''Açlık'' diye bilinen kavramın bize tamamen yabancı olması gerekir. TÜRK-İŞ her yıl belli aralıklarla açlık ve yoksulluk sınırı adı altında endeksler yayınlar biliyorsunuz. TÜRK-İŞ'e göre dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması 22 bin 131 Tl. imiş ki; TÜRK-İŞ bu rakamı ''Açlık Sınırı'' olarak tanımlıyor. TÜRK-İŞ bunun yansı sıra, Gıda ile birlikte tüm temel ihtiyaçlar için bir haneye girmesi gereken toplam gelirin de 72 bin 88 lira olması gerektiğini açıklarken, bu rakam da yoksulluk sınırı olarak tanımlanıyor. Bir hanede iki kişi çalışıyor olsa bile, TÜRK-İŞ'in belirlediği yoksulluk sınırındaki gelire ulaşması zor görünüyor. Bir hanede tek kişi asgari ücret düzeyinde bir gelire göre çalışmak durumundaysa işte o zaman yandı gülüm keten helva misali gibi bir durumla karşılaşılıyor ki, bu da açlık sınırında yaşamak oluyor haliyle. En düşük emekli maaşı olan 14 bin 449 lirayla bir ayı geçirmek zorunda kalan milyonların olduğunu unutmayalım. Mehmet Karaman'a göre mesela geçen yıl Samsun'da 207 bin 465 haneye 23 milyon 745 bin lira tutarında yardım yapılmış. Bu da aslında şu anlama geliyor: Bir ailenin ortalama üç kişiden oluştuğunu kabul edersek, 1 milyon 350 bin nüfuslu şehirde yaklaşık 2 kişiden biri yardıma muhtaç halde yaşıyor. İnfak etmek iyi elbette. Ve fakat. Yaklaşık her iki kişiden birinin yardıma muhtaç halde yaşamak durumunda kaldığı tablo da, 'Onur Anıtı' ile taçlandırılmış, Samsun şehrine hiç yakışmıyor.