Samsun ekonomisinin kötü olduğunu ve her geçen gün de kötüye gittiğini iddia ediyoruz.
‘’İhracatımız artıyor, peki bu nasıl oluyor?’’ diye sorabilirsiniz.
Haklısınız.
Ve fakat.
Ne ihraç ediyoruz?
İhraç ürünlerinin en başında demir – çelik ürünleri var.
Allah’tan sağlıklı uzun ömür vermesini dilediğim Cemal Abi iyi ki kurmuş Yeşilyurt Demir Çelik’i.
Demir – çeliği fındık takip ediyor.
İhraç ürünlerimiz arasında e Fahrettin Ulusoy’un firması Ulusoy Un’un gönderdiği un da önemli bir yere sahip.
Sanayi ürünü diyebileceklerimiz arasında Borsan’ın elektrik malzemeleri de var ama şehrin ekonomisi hizmet sektörüyle ayakta duruyor maalesef.
Akıllı telefon satıcısı var iki adımda bir ama bu şehirde en çok da dürüm dönerci var.
Ki;
‘’Dürüm – döner’’ ekonomisi diyoruz buna.
Niye böyle diyoruz.
Anlatayım.
Üretmiyoruz artık.
Bu iddiamızı basit bir örnekleye destekleyelim dilerseniz.
Şöyle ki;
Samsun Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa düzenledikleri kampanyanın sonucunda İzmir’deki depremzedelere bir kamyon dolusu yardım malzemesi gönderilmiş.
Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Ve fakat.
Böyle bir haber paylaşmasaydı keşke.
Niye böyle söylediğimi de anlatayım izninizle.
Bu şehrin yöneticileri, şu sıralarda İzmir’e bir kamyon dolusu yardım malzemesi göndermeyi başarı olarak sunuyor ya.
Yakın geçmişteki depremlerde ne kadar yardım toplandığını bilmiş olsalardı, böyle bir paylaşımda bulunulmazdı diye düşünüyorum.
99 depremine mesela Samsun Ticaret Borsasının başlattığı kampanyada 240 kamyon dolusu yardım malzemesi toplanmıştı.
Ticaret Borsasının Dinar depreminin mağdurları için topladığı 100 ton yardım malzemesiyle ilgili haber de, Hürriyet Gazetesinin 1 Kasım 1995 tarihli sayısında bile yayınlanmış.
Bugün, bir kamyon dolusu yardım malzemesi toplanmasına teşekkür edeceksek ve bunu şehrin bir başarısı olarak sunacaksak, 21 yıl önceki Marmara depreminin mağdurlarına ulaştırılmak için 240 kamyon dolusu yardım malzemesi toplanmasıyla ilgili başarıyı nereye koyacağımızı bilemedim.
Demem o ki;
Şehir büyüyor.
İhtiyaçlarımız da artıyor.
Tekkeköy’ü de sayarsak dört ilçeden oluşan kent merkezi nüfusumuz günümüzde 700 bini aştı.
25 yılda 200 binden fazla bir atıştan söz ediyorum.
Kent merkezi nüfusundaki bu artış oranına rağmen, üretim alanlarında ve araçlarında aynı artışı göremiyoruz.
Kapanan onca işletmenin yerine yenilerini de koyamadık maalesef.
Dürüm-döner satarak besleyemeyiz bu kadar insanı.
Samsun her geçen gün üretimden uzaklaşıyor.
Bir an önce durumu tersine döndürmeliyiz.
Şu an içinde bulunduğumuz durum birçok kişi gibi beni de endişelendiriyor.
Üzülüyorum yani.
Yazının başlığını da ‘’Samsun ekonomisinin hal-i pür melali’’ diye koymamın nedeni de budur zaten.