Bu satırları takip edenler, Samsun’daki ekonomik yapıyı ‘Dürüm – Döner Ekonomisi’ olarak tanımladığımızı hatırlayacaklardır.
Bu tanımı yadırgayanlar var biliyorum.
Ama bu tanımlamayı Samsun’u küçümsemek için yapmıyorum.
Amacım sadece kötü gidişe dikkati çekmektir.
Çünkü Samsun üretmiyor.
Emekli cenneti olduk artık.
Üretmeden tüketen ve bu nedenle her üç kişiden birinin icralık olduğu en borçlu şehirlerden biri durumuna geldik.
Buna rağmen, üreterek büyümenin çareleri aranacağına, Çiftlik Caddesi’ni yeniden trafiğe açarak, ekonomiyi düzelteceklerine inanan yöneticileri var bu şehrin.
Ancak, Bağımsız Milletvekili Erhan Usta, önceki gün Twitter hesabından ekonomik çöküntüyü yüzümüze tokat gibi çarpan bir gerçeği paylaştı.
Samsun halkının milli gelirden aldığı pay yüzde yaklaşık 32,3 oranında azalarak, 46. sıraya gerilemiş.
İstatistik verilere göre Samsun halkı milli gelirden kişi başına 30 bin 973 lira alıyormuş.
Bu duruma göre, ölçeğimizdeki, Kocaeli, Konya, Kayseri’nin yanına bile yanaşamamışız ama Gaziantep’le boy ölçüşecek düzeydeyiz.
Kahramanmaraş’tan ise biraz daha iyiyiz.
Şimdi bu duruma sevinelim mi bilemedim.
Çarşamba ve Bafra’nınyanı sıra, Vezirköprü gibi verimli topraklara sahip olmamıza karşın, Kahramanmaraş ve Gaziantep’in verimli ovaları yok maalesef.
Mili gelirden aldığımız kişi başına pay bakımından Trabzon’un gerisindeyiz ama.
Hatta Yozgat halkı bile bizden daha zengin.
Tokat’tan iyiyiz ama.
Karadeniz bölgesindeki illere kıyasla Ordu, Sinop ve Giresun’dan iyi olduğumuz görülüyor ancak, Rize, Artvin, Karabük, Zonguldak ve Bartın’dan gerideyiz.
Kocaeli, İstanbul ve İzmir’in bizi ikiye katladığını söylemiyorum bile.
Sözün özü şudur:
Bir zamanlar bu ülkenin yedinci büyük şehriydi Samsun.
Şimdi 46. sıraya gerilemiş.
Sanayimiz saten yetersiz.
Tarım da yapmıyoruz.
Yoksullaşıyoruz yani.
Bu durumdan kurtulmanın tek bir yolu var.
O da üretmeyi yeniden öğrenmekle mümkün.
Çiftliği trafiğe açmak Samsun’u zenginleştirecekse, yapalım elbette.
Ama bu kendimizi kandırmaktan öte bir sonuç vermeyecektir.
Bilesiniz.