Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından TÜRGEV ve TÜGVA'ya yapılan kira yardımı nedeniyle 2019 döneminden sonra, 2020 dönemi için de Büyükşehir Meclis Üyelerine yeni bir zimmet çıkarıldı.
Sayıştay denetçilerince Samsun Büyükşehir Belediyesinde yapılan denetleme sırasında 2019 dönemlerinde, TÜGVA ve TÜRGEV'e yapılan kira destekleri nedeniyle, belediye tarafından kamunun 567 bin 251 Tl. zarara uğratıldığı belirtilmişti.
Sayıştay denetçileri ayrıca, 2020 yılı için yapılan incelemede de, yine TÜRGEV ve TÜGVA gibi vakıflara yapılan kira yardımı nedeniyle de 293 bin 008 Tl. tutarına kamu zararı oluştuğu görüşünü ileri sürdüler.
Bu durumda Sayıştay 8. Dairesi, her iki dönem için oluşan 860 bin 260 Tl tutarındaki kamu zararının dönemin meclis üyelerince ödenmesini kararlaştırdı.
Bu arada CHP'li Meclis Üyesi Mustafa Tüfek'ın, Sayıştay raporuna her iki dönemde de ''Ret'' oyu verdiğini belirterek karara itiraz ettiği biliniyor.
Sayıştay 8. dairesi, Tüfek'in itirazını da karara bağladı.
Mustafa Tüfek, 2019 dönemi oylamasına ret oyu verirken, bunun karar tutanağına işlenmesini sağlamıştı.
Tüfek, 2020 oylamasına da CHP'li Tansu çıkışla birliktte ''Ret'' oyu verdiklerini belirterek, itirazda bulunmuştu.
İtirazı görüşen 8. dairenin üç üyesinden ikisi, Mustafa Tüfek ve Tansu Çıkış'ında 293 bin 8 tl tutarındaki kamu zararından paylarına düşen 3 bin 805 lirayla birlikte her iki dönemin kamu zararı için toplamda 11 bin 75 lira ödemeleri gerektiğine hükmetti.
Sayıştay denetçi raporlarına dayanarak kamu zararı oluşmasına neden oldukları ve bu nedenle 11 bin 75 liradan toplamda 850 bin 260 lira ödemelerine hükmedilen meclis üyeleri, 8. dairenin temyiz yolu açık olan bu karara itiraz edeceklerdir ki, Mustafa Tüfek bu itirazı yapacaklardan biri olduğunu zaten beyan ediyor.
Ve fakat.
Sayıştay 8. dairesinin bu kararında kafa karıştıran iki husus var.
''Kafa karıştıran husus'' derken, TÜGVA ve TÜGEV'e kira yardımı için meclis üyelerinin suçlanmasını kast etmiyorum.
Sayıştay denetçilerinin hükmü değil benim söylemek istediğim ancak
''Mustafa Tüfek'in ret oyu vermesine rağmen neden suçlu bulundu? '' şeklindeki soru kafamı karıştırmadı değil hani..
Bu husus sanırım Sayıstay 8. dairesi üyelerinin belediye meclislerinde alınan kararları, TBMM oylamalarla eş tutuyor olmalarıdır sanırım.
TBMM’de kararlar alınmadan önce uzun tartışmalar yapılıyor. Oysa belediye meclislerindeki kararlar genellikle, ''Komisyon raporlarını kabul edenler, etmeyenler'' şeklinde yapılıyor.
Komisyonda karara itiraz etseniz bile, oylama sırasında tuvalet ihtiyacınız için dışarıya çıkmış olmanız durumunda kararın oy birliğiyle alındığına hükmediliyor.
Sayıştay 8. dairesinin Mustafa Tüfek ve Tansu Çıkış'ın itirazını ret etme nedeni de budur sanırım.
Kararda kafa karıştıran ikinci husus da şudur:
Mustafa Tüfek'in meclis üyeliği 31 Mart 2019 yılında son buldu.
O halde 2019 ve 2020 yılında yapılan ödemelerden nasıl sorumlu tutuluyor diye sorulabilir haliyle.
Sayıştay, üyelikleri son bulmuş olsa da, kira ödemelerine dair kararın görev yaptıkları dönemde alınması nedeniyle o dönemin meclis üyelerini sorumlu gördüğü anlaşılıyor.
Nihai kararı, temyize taşınması halinde mahkemeler verecektir.
Ve fakat.
Şu husus çok önemlidir:
Belediyeler keyfi harcama yapamazlar. Bütçelerini yöre halkına hizmet için kullanmaları gerekir.
''Ben yaparım olur'' şeklindeki anlayışlar da gün olur, Sayıştay denetçisi gibi kamu müfettişlerinin kararlarıyla duvara toslar.
Melis üyeleri de önlerine gelen kararların hangisine ''Evet'', hangisine ''Hayır'' diyeceklerini bilmeleri gerekir.
''Başkan öyle istedi'' şeklinde ki mazeretle kimse paçasını kurtaramaz yani.
Netice itibariyle Türkiye Cumhuriyeti, anayasasında yazılı olduğu şekliyle bir 'hukuk devleti’dir.