Samsun’da özel sektör tarafından çıkarılmakta olan gazetelerin bir bölümü, hatta belki de büyük bölümü çok zor şartlarda…
Bazıları dayanabildikleri kadar dayanacak bazıları belki de yayın hayatına son verecek.,
Bir gazetenin çıkmasına her zaman destek veren bu satırların yazarı bir gazetenin kapanmasına da son derece üzülmüştür her zaman.
Her zaman da üzülecektir.
Gazetelerin şu ya da bu nedenle kapanmaları, çok sesliliği azaltacağı gibi, tek sesliliğe yol açabilecektir.
Bunun sonucu da gelecek olan yönetim demokrasi olmaktan çıkacak faşizm hakim olacaktır.
Bunlar üstüme vazife mi değil mi bilmiyorum da bu konuya neden girdim.
Gazeteler zor şartlarda yayın hayatlarını sürdürüyor dedim ya ancak bir tanesi bırakın satışı ücretsiz dağıtımını sürdürmektedir.
Hafif Raylının duraklarında konulan satanlarda Samsunlulara ulaşmaktadır bu gazete.
SAMULAŞ tarafından çıkartılmakta olan bu gazetenin adı TRAMVAY’dır ve logosunun yanında “Günlük Aktüel Gazete, Ücretsizdir” yazısı bulunmaktadır.
Gazetenin künyesinde ise sahibi yerinde “Samsun Proje Ulaşım İmar İnşaat Yat. San. Tic. A.Ş. adına İmtiyaz Sahibi Yusuf Ziya Yılmaz” yer almaktadır.
Basım yerinin Künyede ise “A Gazetecilik Dağıtım Reklamcılık Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi…” olduğu yazılmaktadır.
Bu ülke demokrasiyle yönetilmekte ve isteyen istediği şekilde gazete çıkarabilmektedir.
Buna diyeceğim yok.
Peki, bu gazete ne için çıkarılmaktadır?
İşte bunu anlayamıyorum.
Samsun’daki her olayı yazan bu gazetede Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin faaliyetleri ve yaptıkları yapacakları yer almamalı mı?
Size ne birader nahgi kazada kimin öldüğünden?
Size ne birader Hadise’nin konserinden…
Size ne birader sağlıkçı asteğmenlerin nasıl eğitildiklerinden…
Bafra’da çalıntı motosiklet bulunmasından…
Hepsini yazmışsınız maşallah.
Bu saydığım haberler bu gazetenin dünkü sayısında yer alanlar.
Ancak asıl yer haber maalesef yok o gazetede.
Hâlbuki Samsun’daki diğer gazetelerde hem birinci sahifeden verilmiş, hani “haber” gibi haber bu.
Nedir peki?
Atakum sahiline pisliklerin belediye görevlileri tarafından akıtılması ve denizin “.ok” içinde bırakılması.
Bu haber yok bu gazetede…
Halkın duyması gereken haber, halkın duyup da denize girmemesi, salgın hastalığa yakalanmaması için verilmesi gereken haber yok…
Bunun adı “yönlendirmedir”.
Bunun adı taraf tutmak ve halkı yanıltmaktır.
Yani, işine gelen haberi yayınlayacak gelmeyeni ise yayınlamayacaksın.
İşte bu nedenle yerel gazetelerin yaşaması gerekmektedir.
İşte bu nedenle Tramvay Gazetesi’nin Samulaş tarafından adı geçen matbaada bastırılması işi “kurum olduğu için” ihaleyle verilip verilmediği, bir tanesinin kaç liraya hazırlattırılıp bastırıldığı, kaç tane basılıp dağıtıldığı ve kuruma kaç tane gazete faturası kesildiği Samsun halkına duyurulmalıdır.
Bu iş duyurulmazsa Samsun halkı bunun hesabını sormalıdır…
BÜYÜKŞEHİR KENDİNİ HİSSETTİRİYOR
Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın Yakakent ilçesine özel bir tutkunluğu var sanırım.
Bunu da her fırsatta söylediği belirtiliyor.
Sadece söylemde kalmıyor, iş icraata da yansıyor.
İlçenin geçişinde kim planladı kim yaptı bilmiyorum da gördüğüm kadarıyla yolda tel örgüler çekildi.
Karşıdan karşıya geçiş noktalarından başka geçiş olmayacak, umarım bu önlem trafik kazalarını en az seviyeye indirir.
Tel örgülerin yanına bölünmüş yolun ortasına fidanlar da dikildi.
Büyür ağaç olurlarsa ayrı bir güzellik getirecek bu bölünmüş yola.
İyi şeyler de oluyor sizin anlayacağınız.
Ancak bu iyi işleri yaparken biraz daha düşünmek gerekmiyor mu?
Örneğin o fidanlar Yakakent girişindeki göbeğe de dikilmiş.
Yakakent’ten çıkıp Samsun yönüne dönecek araç sürücüleri fidanlar küçük olduğu için bu gün Sinop yönünden gelen araçları görebiliyorlar.
Yarın fidanlar büyüyüp ağaç olduklarında o otomobiller görülmeyecek be kimse istemez trafik kazalarına yol açabilecektir.
Orada ışık var demeyin bana.
Işıklara riayet eden kaç kişi var onu söyleyin.
Kırmızı ışıkta geçilmez bu kuraldır biliyorum da “Rahmetli geçerdi” deniliyor ölümlü kazalardan sonra…
Bilmem anlatabildim mi???
GÜNÜN FIKRASI
Samsun’daki Belediye Otobüsleri malum, ağzına kadar kalabalık olur. Bir gün otobüs durağında insanlar sıra ile Otobüs'ün gelmesini bekliyorlardı. Birinci sırada dar etekli bir kadın, ikinci sırada ise Temel vardı. Otobüs geldi. Dar etekli kadın otobüs merdivenine ayağını attı. Ne var ki eteği dar olduğu için bir türlü binemedi. Elini arkaya atıp bir düğme çözdü. Yine denedi olmadı. Bir düğme daha yine yok. Herkes bağırıp çağırırken, Temel kadını kucakladığı gibi otobüsün bir köşesine bıraktı. Otobüs hareket ettikten beş dakika sonra kadın Temel'in yanına gelerek;
— Beyefendi, sen benim kocam mısın da beni kucaklıyorsun?
Temel:
— Ula, sen penim karım mısın da iki saattir penim pantolonumun düğmelerini açaysun.
GÜNÜN SÖZÜ
Kahraman, çevresine ölüm yaymaz, ama ölüme meydan okur. Aristo
DUVAR YAZISI
Bitkisel hayata girdim, HIYAR gibi yaşıyorum...