limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Sağlıkçılar İçin Meslek Hastalığı
Yazarlar // 24 Kasım 2020 Salı 11:04

Ragıp GÖKER

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ‘Yeşil Işık’ yakmış ama virüse yakalanan sağlık personeli için covid 19’un meslek hastalığı sayılıp sayılmayacağı henüz belli olmadı ki, virüsün çok sayıda sağlık personeline bulaştığını ve birçoğunun da hayatını kaybettiğini biliyoruz.

Covid 19, sağlık personeli için meslek hastalığı sayılır mı?
Bakan’ın yeşil ışık yakmış olmasına rağmen bunun olacağını düşünmüyorum açıkçası.

Bu iddiamı da, bizzat bakan tarafından pandemi yan ödemelerindeki adaletsizliğin ‘’düzeltilecek’’ denilmesine rağmen, bu konuda bile henüz bir adım atılmamasına bağlıyorum.

Pandemi yan ödemelerinde adil davranılmadığını daha önce bu sütunlarda dile getirmiştik.

Unutanlar için bir kere daha hatırlatalım.

Şöyle ki:
Covid servislerinde görev yapan uman doktor ile uzman olmayan doktorlara farklı ödeme yapılıyor.

Hemşir ve hemşirelerin ödemeleri de aldıkları eğitim düzeyine göre dağıtılıyor.

Dört yıllık üniversite mezunu hemşireler, pandemi yan ödemesini en yüksek tarifeden alırken, iki yıllık üniversite mezunları dört yıl eğitim almış olanlardan az ek ödeme alıyorlar, lise mezunu hemşir ve hemşirelere ise iki yıllık üniversite eğitimi almış olanlardan da az ödeme yapılıyor.

Adil bir dağılım olmasa da, doktor ve hemşireler arasındaki ek ödeme dağılımının aldıkları eğitim düzeyine göre yapılıyor olmasını bir noktaya kadar anlayışla karşılarım ama ‘taşeron işçisi olarak bilinen’ yardımcı sağlık personeline yani, hastabakıcılara ise hiç ödeme yapılmıyor.

Hani nasıl söylenir ‘adaletsizliğin daniskası’ yani.

Ki;
Covidli hastalarla onlarda en az doktorlar ve hemşireler kadar yakın temasta bulunuyorlar.

Hastaların altını üstünü onlar temizliyor ama ek ödemeye gelince, ‘kol saati’ gösteriliyor.

En tll maşa olanından hem de.

Kaba ve hatta argoya kaçan bir benzetme biçimi oldu ama bağışlayın.

Bu hiç adil olmayan durumu anlatmanın daha etkili bir yolunu bulamadım.

Düzeltileceği söylendi.

Defalarca hem de.

Ve fakat

Bir arpa yol alınamadı.

Virüse yakalanan sağlık personeli için ‘meslek hastalığına’ yakalanmış olacakları varsayılacakmış.

Öyle söyleniyor.

Fazla ihtimal vermemekle birlikte gerçekleşmesini de gönülden dilerim.

Ve hatta bu bile yetmeyeceğini söylemek iserim.

Hayatını bu uğurda kaybeden tüm sağlık personeli ‘şehit’ sayılmalıdır.

Virüsün daha fazla yayılmasını önlemek adına kendilerini feda eden bu insanların geride bıraktıklarına devlet ‘şehit tazminatı’ ödemelidir.

Ancak öyle öderiz haklarını.

Salgında durum kötü.

Ve her geçen gün daha kötüye gidiyor.

Şu anki durum o kadar kötü ki, Mart ve Mayıs aylarında yaşanan ilk dalganın, şu an yaşanan durumun yanında sözünü bile etmeye değmeyeceği söyleniyor.

Hastanelerde görev yapan bazı sağlık personelinin ortak iddiasıdır bu

Korkulacak bir durum değil mi?

Korkalım zaten.

Korkalım ve ona göre önlemimizi alalım.

KEMAL DİKMEN'İN ARDINDAN
KEMAL DİKMEN'İN ARDINDAN
Samsunspor’un altın çağını da, ‘’Lig’lerin asansör takımı’’ unvanıyla anıldığı yani defalarca düştüğümüz o günlerin acısını yaşadı. Görev yaptığı yıllarda göğsündeki Atatürk Armalı formayı gururla taşıdı her daim. Samsunspor’un efsanelerinden oldu bu nedenle. 40 yılı aşkın süredir tanırdım ben Kemal Dikmen’i. Gazeteci – futbolcu tanışıklığından öte bir durumdu onunla tanış olmamız. Bu takımın her taraftarı gibi ona hayranlık duyardım ama onunda beni yakından takip ediyor olmanın onurunu yaşadım daha sonraları. Yazılarımı takip ederdi. Beğendikleri de olurdu. Acımasıca eleştirdikleri de. ‘’Dost acı söyler’’ denir ya. Hatalarımı da yüzüme söyleyecek kadar samimiydi. Birçok kişi için Beşiktaşlı, Altaylı ve en çok da Samsunsporlu Kemal Dikmen’di ama benim için bir arkadaş, bir dost ve dahası bir ağabeydi. Yorgun kalbi birkaç yıl önce de alarm vermişti ama iyi ve sağlıklı görünüyordu. İşin kötüsü o da bunun öyle olduğunu sanıyordu. Alışkanlıklarından hiç ödün vermeden yaşadı bu nedenle ama o yorgun kalbi ‘’senin için buraya kadar’’ deyince önceki gün sevenleri tarafından ebedi istirahatgahına yolcu edildi dostumuz. Huzur içinde uyu. Seni çok özleyeceğiz.