limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Raporu Sorgulamak Da Neyin Nesi
Yazarlar // 18 Eylül 2014 Perşembe 00:00

İsmail BAŞARAN

Atakum Belediyesi’nde görevli personelden birisi geçtiğimiz ay içinde üç günlük rapor alır.

Bu raporu da zamanında ilgili birimine teslim eder.

Aradan bir ay geçer.

İdarenin üst yönetimi “Araştırın bakalım bu rapor doğru mudur” der ve konu araştırılmaya başlanır.

Önce o görevli doktora gönderilir ve sağlık kuruluna çıkması istenir.

Memur şaşkındır.

Bir hafta önceki raporun “Fenni durumu” öğrenilmek istenmektedir.

Buna rağmen alır eline kurumunun yazısını ve gider araştırma hastanesine.

Çıkar doktora.

Doktorlar “Bu nasıl iş” dişe sorarlar.

Bir ay önceki ağrının orada durup durmadığı nöroloji servisinden araştırılıp cevabı istenmektedir.

Evet bu nasıl bir iş?

Kurum memuruna mı gövermemektedir?

Kurum, muayeneyi daha önce yapıp raporu veren doktora mı güvenmemektedir?

Eğer doktora güvenmemekteyse kurum, Sağlık Müdürlüğü hatta Sağlık Bakanlığı’na da güvenilmediğini bilmez mi bu kurumu yönetenler?

Hatta Sağlık Bakanı’nı atayan Başbakan’a ve o kabineyi imzalayan Cumhurbaşkanı’na da mı güvenmemektedir bu kurum?

Yoksa dervişin fikri neyse zikri de odur atasözünü mü hatırlamamız gerekir…

Ey Atakum Belediyesi’ni yönetenler, bir raporun arkasına düşmek belki de görevinizdir.

Ancak acaba her raporun arkasına böyle düşecek misiniz?

Durum ne olmuş onu merak ettim ve araştırdım.

Belindeki ağrı nedeniyle üç gün rapor alan memurun bir ay sonraki yeniden muayenesinde “Kafatasının içinde Beyine rastlanmıştır” deniliyor.

Soru şu; Beli ağrıyan personeli bir ay sonra doktora gönderen kurumu yönetenlerden raporun beşine düşenlerin de bu doktora görünmeleri gerekmez mi?

 

GÜLDÜRMEYİN İNSANI

Samsunspor ikinci başkanı Recep Hun bir açıklama yapmış ve Kırmızı Beyazlı takımın Alanya’da yenilmesinin sebebi olarak sıcaklığı göstermiş.

Güldürmeyin insanı.

İşi bu kadar da hafif e almayın.

Takım savunması yapamadık, top rakipteyken top ile kalemiz ve rakip arasına giremedik, kanatları kullanamadık, gol bölgesinde çoğalamadık, savunmada hatalar yaptık, pas yüzdesi ve şut yüzdesi düşük oynadık deyin ve gerçeği söyleyin.

Yenilgiyi sıcaklığa bağlamayın.

Sarın serinliğe, daha sonra soğuğa bağlamanın yollarını da aramayın.

Yani bundan sonraki yenilgilere de kılıf hazırlamayın…

Bu ifadeler bana Ziya Paşa’yı hatırlattı.

Terkib-i Bend’inde bakın ne diyor:

“En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun,

Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?”

Yani bugünkü Türkçeyle şunu diyor şair:

“En ummadığın senin içyüzünü keşfeder,

Sen herkesi kör, halkı sersem mi sanıyorsun?”

 

TEKKEKÖY’ÜN HAFASI KİRLİYMİŞ

Bakın hele, ne açıklama…

Gazetelerin manşetlerini süslemiş bir haber.

Yahu Samsun’da yaşayıp da Tekkeköy’ün havasının kirli olduğunu bilmeyen mi var bu devirde.

Sen Birinci sınıf tarım topraklarında organik tarım yaptıracağına yıllardır tütün ektir, bu yetmezmiş gibi gel organize olanı da olmayanı da tüm sanayiyi buraya kurdur.

Bu yetmezmiş gibi santralleri ve fabrikaları da oraya koydur.

Bunlar da yetmezmiş gibi kömür dağıtımını ve bu kömürleri torba yapmayı orada gerçekleştir.

Sonra da Tekkeköy’ün havası kirli de çık işin içinden.

Madem kirli Tekkeköy’ün havası temizlenmesi için ne yapılıyor asıl önemli olan bu.

Sadece havayı kirletenlere para cezası kesmek yeterli mi?

Elbette yetmez.

Havanın temizlenmesi için önlem almak ve o önlemlerin işlerliğini sağlamak gerekir.

Haksız mıyım?

 

GÜNÜN SÖZÜ

Ölçülü ve düzenli yapılan her işin sonu başarılı olur. Nizami