İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta seçim anketi açıklarken bakın rakamları nasıl verdi. Usta, Samsun'da AK Parti'nin yüzde 39, CHP'nin yüzde 20, İYİ Parti'nin ise yüzde 23 oy oranının olduğu seçim anketini "Hedefimiz Samsun'da birinci parti olmak "ifadesi ile paylaştı.
Rakamları isteyen istediği gibi söyler. Dilin kemiği yok ki sağa da söner sola da. Ancak önemli olan arkaya doğru dönmemesidir. Eğir diliniz arkaya doğru dönerse ağzınızın içinde, nefes alamazsınız, nefessiz kalınca da boğulursunuz kendi nefesinizle. İşte bu nedenle Türkiye seçim ortamına girmişken aynı ittifak içinde bulunan siyasi partiler ve bu partilerde görev yapanlar söylediklerini tartarak konuşmalı.
Erhan Usta öyle bir konuşmuş ki, AK Parti’yi birinci parti yapmış. Kendi partisini ikinci parti yapıp CHP’yi de üçüncü parti durumuna koyuvermiş. B rakamlar, Türkiye seçime giderken algı operasyonu yapmaktan başka bir anlam taşımaz. Bunun da bir tek anlamı vardır. Samsun’da CHP üçüncü sıraya düşmüş düşüncesini yaymaktır. Peki, CHP’nin yerine İYİ Parti’yi koymak ne anlam taşır? Usta’nın verdiği rakamları ele alır ve düşüncemizi oraya yoğunlaştırırsak Usta diyor ki, MİLLET İttifakı seçimlerde mutlaka CUMHUR ittifakının gerisinde alacak ve seçimleri kaybedecektir. Seçime girilirken sandığın yakın zamanda vatandaşın önüne geleceği anlatılırken bir taraftan diğer taraftan kendi partisini öne geçirmek gibi bir atılıma girmek ve ittifakını olumsuz göstermek düşüncesinin altında ne yatmaktadır?
Sayın Erhan Usta, Türkiye’de seçim dillendirilirken, oy oranlarına anlatmanın, iktidardaki CUMHUR ittifakını yüksek gösterebilmek düşüncesinin kendi partisine de zarar vereceğini anlayamıyor mu? Soruyu sorduktan sonra aklıma gelen bir başka soruyu da sorayım: Erhan Usta seçim günü yaklaşırken yani sandık ortaya çıkarken acaba yeniden CUMHUR ittifakında yer mi alacak?
Bir bloktan ve bir partiden ayrılıp diğer partiye gitmek isteyenler seçim gelirken yine olacaktır. Önemli olan ittifakların “ben de sizdenim” diyenlerin oyununa düşmemektir.
KÖY OKULLARI VE TAŞIMALI EĞİTİM
Milli Eğitim Bakanlığı bir çalışma içine giriyor, bunun kararı da alındı. Yeni karara göre ilkokullar köylerde açılıyor ve geri dönüş başlıyor.
Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik doğrultusunda; nüfusu az ve dağınık yerleşim yerlerinde öğrenci sayısına bakılmaksızın ilkokul açılabilecek.
Hani ne oldu taşımalı eğitim? Bu planlamadan da mı geri dönülüyor? AK Parti iktidarının dün yaptığını yarın uygulamadan kaldıracak olmasının altında hangi gerçek yatıyor bilen var mı? Şimdi neden köy okulları yeniden açılmaya başlıyor? Taşımalı eğitim bitiyor mu? Soruyu böyle sormak gerekir diye düşünüp ben de sordum Milli Eğitim Bakanlığına: Köyleri mahalle yapmak fikri neden geri geliyor, eski köyleri sadece imamlara bırakmak projesi tutmadı mı? Şimdi boştaki öğretmenleri köylerde yeniden açılacak okullara gönderip orada halkı AK Parti’ye karşı duruştan vazgeçip yanlarına alabilmek mi? Köylerde üretimin azalması, besiciliğin yok olmaya yüz tutması köylünün tamamen kentlere göç etmesi ve oralarda bilinçlenerek açlıklarını dile getirmeye başlamaları mı baş ağırtlmaya başladı. Köyden şehire inenlerin kent merkezlerinde bilinçlenerek kendi partilerinden ayrılma noktasına gelmesi seçimi de zora sokuyar. Kente getirilen insanların bilinçlenmesi ve açlıklarını hissetmesi iktidarı gerçekten zora soktu. Pazara gidince köyden inenlerle konuştuğunuzda onların da artık açlık korkusu yaşamaya başlaması, iktidarın yardımları yeterince yerine getirememesine bağlamak mümkün mü, elbette mümkün.
Şimdi sıra CUMHUR İttifakı’nda, şimdi AK Parti ve MHP kurmayları nasıl düştük bu kuyuya ve buradan nasıl çıkacağız diye düşünmeye başlaması, seçimlerin erken falan değil tam da vaktinde yapılması hatta seçimlerin Türkiye’nin içinde bulunduğu zor şartlar içinde yapılmaması ve ertelenmesi düşüncesi bile geçen süre içinde CUMHUR İttifakı’nın aleyhine işleyecektir.
Sonuç olarak ne kadar erken seçim İktidar için o kadar gidişi azaltacaktır. Aksi durumda her geçen gün İktidarın aleyhine işleyecektir.
GÜNÜN SÖZÜ
En büyük cezaevi, cahil bir insanın kafasının içidir.(Montaigne)