Konuştuğum insanların çoğu soğuk bakıyor bu projeye.
Protokol Camii...
O projeden söz ediyorum...
Daha önce de söyledim, yine söyleyeceğim. Tanımlama bir kere başlı başına yanlış.
Soğuk geliyor insanlara
‘’Allah’ın mekanı. Kulları arasında ayırım için kullanılır mı?’’ diye.
Ben de biliyorum böyle bir durumun olmayacağını.
Selatin camileri olarak anılırlar bu gibi yapılar.
Daha çok İstanbul’da oldukları ve sultanlar tarafından yaptırıldıkları için gösterişli olmaları nedeniyle benzerlerinden ayrılırlar.
Başbakan Ataköy’ de yaptırılan cami için bu tanımlamayı kullandı ya.
Başbakan’ın Prensi olan bizim Bakan geri dururu mu?
‘’Ben de Samsun’da benzerini yaptırtacağım’’ diyor şimdi.
Bir okulu yıkıp yerine bunu yaptırmak istiyor.
Sanırsın gerçekten prens.
Sayın Bakan, bu proje ile ilgisi olmadığı söylemesin sakın.
Ki zaten bu konuda bir yalanlama da gelmedi bugüne kadar kendisinden.
Samsun’da siyasetçisinden, gazetecisine ve bürokratına kadar herkes Bakan Bey tarafından şehir meclisi üzerinde bir mobbing uygulandığını biliyor.
Bakın, inanmadıkları bir projenin arkasında durmak zorunda kaldı Büyükşehir Belediye Meclisinin üyeleri.
Yazık değil mi onlara.
Böyle bir durumda kalan insanlar yarın bir gün desteğe ihtiyacın olduğunda sanıyor musun bunun intikamını almayacaklar.
Kamuoyu nezdinde çok zor duruma düştüler.
Bunun acısını senden çıkarırlar.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’a naçizane bir önerimdir. Gençsin, gençlik ateşi ve hırsı ile böyle bir hamle yapmış olabilirsin.
Bil ki bu tutumun nedeniyle teşkilatın da zor durumda kalmıştır.
Gel geri adım at.
Şu kibir denilen şey var ya; hani sende de ziyadesiyle var olan. Birçok başarılı insanın başına bela olmuştur.
Vakit henüz erken.
Gel vazgeç.
Bir kere daha Samsun halkının gönlündeki tahta kurul.
Ve keyfini çıkar.