Türkiye’nin nasıl bir duruma geldiğini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un imzasıyla yayınlanan bir genelgeyle daha iyi gördük. Alınan karar beni ilgilendirmiyor da vatandaşı buradan uyarmayı da görev biliyorum. Özellikle marketlere alışverişe giden vatandaşlar eğer ceplerinde poşet getirirlerse poşet ücreti 25 kuruş ödemeyeceklerdir. Eğer cebinizde bir poşet taşımıyorsanız poşet başına 25 kuruşu markette kasaya ödeyeceksiniz.
Neden, zincir market sahipleri daha çok para kazansın diye elbette. 25 kuruşun sabit ücret olduğu Bakan Kurum tarafından açıklanırken vatandaşa düşen görev de eğer bu kesekâğıdı kazığı yemek istemiyorsan poşetini veya fileni cebinde taşıyacaksın. File veya bez çanta ve benzeri alternatif çok kullanımlık taşıma ekipmanlarından bulundurma zorunluluğu getirildi.
Benim umurumda bile değil, çünkü evde ve elde dokuma filemi taşıyorum yanımda, çok eski bir file. Yenilemek istiyorum ancak nereden alacağımı da bilmiyorum. Aslına bakarsanız file dokumacılığı yeniden gündeme gelmesi gereken bir gelir kapısıdır. Özellikle evde oturan hanımların oturdukları yerden para kazanmalarını açan da bir kapıdır. Naylon poşetler hayatımıza görmeden hepimizin elinde bir file veya cebimizde kesekâğıdı vardı. Özellikle de pazara giderken bu ikiliden biri mutlaka cebimizde bulunurdu.
Enflasyonu düşün gösteren iktidar, emekli dul ve yetimlerin maaşlarına yapmadığı yeterli zamlar ve çalışanlara yapılmayan gerektiği kadar maaşlar sonunda bizleri yeniden en az 40 yıl öncesine kadar getirdi. Ekonominin uçtuğunu söyleyenler şöyle bir getireler gitsinler eğer yaşları tutuyorsa 45 ile 50 yıl öncesinde anneleri ve babaları ceplerinde bu dediklerim olmadan pazara gidebiliyorlar mıydı?
AK Parti iktidarının 20 yıl sonra Türkiye’yi getirdiği nokta bu işte. 12 Eylül ihtilali olduğunda evde gazete kâğıdından poşet yapıp satan birisi olduğumdan bugünün gençleri de yarın bu günleri hatırlayacaktır. Ben o dönemlerde bana kâğıttan kesekâğıdı yapıp sattıran 12 Eylül iktidarının nasıl hatırını(!) soruyorsam, yarın da gençler bugünkü iktidarın hatırını soracaklardır. Bu dediklerimden iki veya üç maaş alanlar ve çocukları anlamayacaklardır. Yani 20 yıllık iktidarı sonunda AK Parti Türkiye’yi 20 yıl geriye getirmiştir.
Vatandaş bu zorlukları çekerken Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin üst yönetiminin, mevcut maaşlarına ilaveten kurumun iştirakleri içindeki görevlerinden de her ay 'huzur hakkı' adında ek bir maaş aldığı iddia ediliyor. İddia sahibi be CHP Samsun İl Başkanı Fatih Türkel ellerinde bu konuda belgeler olduğunu söylüyor. Türkel bu konuyu yakın zamanda Belediye Meclisi’ne taşıyacaklarını söylüyor. Taşınacak da ne olacak, bugüne kadar verilenler geri mi alınacak yoksa alanlar aldığıyla mı kalacak?
Konuyu Büyükşehir Belediye Meclisi gündemine taşıyacaklarını açıkladı. Türkiye’nin en pahalı suyunun tüketildiği Samsun Belediyesi’nde bunlar yaşanıyor işte. Bakalım daha neler çıkacak önümüzdeki günlerde, bekleyip göreceğiz.
GÜNÜN SÖZÜ
Eğer gerçeği açıklamak istiyorsan, zarafeti terziye bırak...
(Albert Einstein)