Yazarlar // 10 Nisan 2016 Pazar 00:00
Ragıp GÖKER
Polisimiz tarafından biber gazının henüz bilinmediği zamanlarda geçti meslekteki muhabirlik dönemim.
‘’Biber gazı bilinmiyordu da, Jop da yok muydu?’’ diye sorarsanız.
Jop vardı elbette ama hiçbir vakit bize karşı kullanılmamıştı.
Hatta polisin POLDER-POLBİR diye kendi içinde bölündüğü yıllarda bile bize karşı hep nazikti polisimiz.
Kişisel olarak şimdi de polisimizden baskı ve şiddet görmüşlüğüm yoktur ama birçok meslektaşımın baskı ve şiddete maruz kaldığını görüyorum.
Geçmişte çoğu operasyona polisimizle birlikte giderdik.
Bizden haber sızmazdı, onlarda sızmayacağından emindiler.
Kuruluş yıldönümünü de birlikte kutlardık.
Işıklar içinde uyumasını dilediğim Rahmetli Kamil Acun’un Samsun Emniyet Müdürlüğü döneminde her 10 Nisan’da arkadaşlarımız arasında bir takım kurar, polis memurlarıyla 19 Mayıs stadında top oynardık.
Çoğu polis okulu öğrencilerinden oluşan polis takımı bizden iyiydi.
Civa gibi çocuklardı.
Maç sırasında beraber koşuya başladığımız polis takımından bir oyuncuyu izlemekle yetinirdik.
Hızlıydılar çünkü.
Her nerede görev yapıyorlarsa, Allah’tan hepsine kolaylık vermesini dilerim.
Aralarında şehit olanlar varsa da, Allah günü geldiğinde bizi de cennetine kabul ederse, kendileriyle orada maç yaparız artık.
Belki o vakit bizi bizi yenerler.
Bizden çok daha iyi olmalarına rağmen kendisi de Rahmeti Rahmeti Rahman’a kavuşmuş olan Yılmaz Özkara’nın yönettiği maçlar hep berabere biterdi zira.
Rahmetli, bizi de, polisleri de üzmemek için durumu idare ederdi.
Bir vakitler Samsun Basınıyla, Samsun Polisi etle tırnak gibiydi.
Bugün yer ile yeksan olmuş Samsun Büyük Otelinde Bülent Ersoy’un sebep olduğu gerginlikte, Kamil Acun’un davranışını, bizim kuşağın gazetecileri unutmayacaktır.
Bülent Ersoy’un erkeklikten kadınlığa döndüğü yıllarda, 12 Eylül yönetimi ülkede hala etkisini sürdürüyordu. Askerler, Ersoy’un sahneye çıkması yasaklanmışlardı.
Ama Bülent Ersoy, sahne yasağı olduğu halde, Lokman Kondakçı’nın himayesinde düzenlenen Termeliler Gecesinde şarkı söyleyecekti.
Bunda ne var demeyin.
Devletin sahne yasağı koyduğu bir şarkıcıyı Başta Samsun Valisi, Emniyet Müdürü, Baş Savcı, Adalet Komisyonu Başkanı gibi geceye davetli olan Samsun’un üst düzey bürokratlarının da izleyecek olması önemli bir haberdi ama Bülent Ersoy salona gazetecilerin alınmasını istememişti.
Biz gireceğiz diye ısrar edince ortalık bir anda gerilmişti.
Rahmetli Kamil Acun, ‘’Basınımızın alınmadığı yerde benim de işim olmaz’’ diyerek salonu terk etmiş, O’nu Samsun Valisi Rahmetli Erdoğan Cebeci takip etmişti.
Basın yine görevini yapar, polisteki olumsuzlukları halka duyurmaktan geri kalmazdı ama polis halkın haber alma özgürlüğüne verdiği önem nedeniyle Samsun Basınına her daim yardımcı olurdu.
Bu davranış Samsun Basınında da bu karşılık bulurdu.
Ki;
Zaten sevgi de saygı da karşılık bulunca değerli oluyor.
Bugün Türk Polis Teşkilatının 171 kuruluş yıldönümüdür.
Kutlu olsun.
Allah polisimizi ve askerimizi korusun.