Yazarlar // 30 Eylül 2016 Cuma 00:00
Ragıp GÖKER
Önceki akşam 56’lardaki DSİ Bölge Müdürlüğünün önündeki İstiklal Caddesinden evime doğru yürüyordum.
Parkomatçıların görevlendirdiği bir genç kız, İstiklal Caddesinin, Öztuna Sokakla kesiştiği noktada park etmiş bir aracın camına, o sarı makbuzu iliştiriyordu.
Saate baktım 18’48’i gösteriyordu.
Caddedeki sözüm ona paralı park süresinin dolmasına 12 dakika vardı.
Hem o caddedeki görevli 500 metrelik bir alanda hizmet verdiği için, hem de flâşörleri yanıyor olması nedeniyle araç oraya yeni gelmiş olmalıydı.
Bu nedenle ceza makbuzunu görevli o genç kızın eline verenleri bir an için insafa davet etmek geldi içimden ama bunun anlamsız olacağını düşündüm.
‘’Allah’tan korkun’’ demek de olmaz.
Sürenin bitimine 12 dakika kala araçlara ceza yazarken, kullardan utanmayanları Allah’tan korkmaya davet etmenin da gereği yok aslında.
‘’Allah ıslah etsin’’ demek en uygunu galiba.
Önceki akşam saatlerinde gördüğüm durum, ilk ve tek örnek değil üstelik.
Daha önce de defalarca benzerlerine rastladım.
Kaldı ki, bu konuda çok sayıda şikayet alıyoruz.
Aslında bu şehir içindeki cadde ve sokaklardan park parası alınmasıyla ilgili uygulama da çok tartışılıyor.
Uygulamanın yasal olmadığını ileri süren çok sayıda hukukçu var.
Burdur Tüketicileri Derneğinin Başvurusunu yerinde bulan yerel mahkeme, uygulamanın yasal olmadığına hükmederken, Burdur Belediyesinin, kararın iptali istemiyle yaptığı itirazı reddeden Danıştay ilgili dairesinin “Yolların amacına uygun olarak kullanılmasını olumsuz yönde etkileyeceği” gerekçesiyle uygulamayı da iptal ettiğini biliyoruz.
Samsun’da da mesela bireysel başvurularda mahkemeler cezaları iptal ediyorken parkomatçılar bu cesareti nerden alıyor olabilir.
Burdur, başka bir ülkenin şehri olmadığına göre, bu cesaretin yasalardan alındığını sanmam.
Kaldı ki;
İmar kanununa göre, altlarına otopark yapılmayan binalara ruhsat verilirken kesilen cezalarla belediyeler, halkın kullanacağı şekilde oto park yapmakla yükümlüdür.
Büyükşehir Belediyesi, Atakum’daki Adnan Menderes Bulvarının kenarında yaptırdığı otoparkları örnek gösterebilir belki ama ben İlkadım’da yaşıyorum.
Bizim binanın altında oto park yok mesela.
Bizim bina yapılırken, müteahhitten alınan para nereye harcandı merak ediyorum.
Bu nedenle belediyenin, bizim binadakilere otopark yeri göstermek zorunda olduğunu düşünüyorum.
Ankara, Antalya ve İzmir gibi büyük şehirlerde, yasal dayanağı olmadığı gerekçesiyle parkomat benzeri uygulamalarından vazgeçildiğini biliyoruz.
Bizim Büyükşehir Belediyemizden de aynı kararın alınmasını bekliyorum.