Günlerden bir gün hamama gideceği tuttu, Padişahın. Bir yanında birinci veziri, bir yanında ikinci veziri, bir yanında üçüncü veziri… Sonra efendime söyleyeyim Peşkircibaşı, Nalıncıbaşı, Sabuncubaşı.
Velhasıl tam dört yüz kişilik kafile peştamal takıp girdiler hamama. Geçtiler kurnaların başına
Üçer beşer. Padişah deseniz, kuruldu göbek taşına, yan gelip yattı. Memleketin en ünlü tellakları
Sardılar dört yanını kimi elini kaptı, kimi bacağını Bir keseleme sürtme faslı başladı.
Tam on iki saat, Oniki ünlü tellak İncitmeden keselediler hazretin mübarek vücudunu. Öylesine kir çıktı ki sormayın, her biri nah parmağım gibi. Aman efendim bu ne kiri demeye kalmadı keselerin altında eriyip gitti koskoca padişah!
Bütün maiyet erkânı yerinden fırladı: Nettünuz devletliyü dediler tellaklara. Tellaklar cevap Verdi:
Biz yıkadık, keseledik. Devletlinin kirden ibaret olduğunu bilemedik. Suç bizde değil. Neyleyelim,
Kir bitti, Padişah elden gitti!!!
İşte her konuda ahkâm kesen her konuyu bilen ve her konuda önüne gelene laf sokan padişahın ve yanındakilerin bilmesi gereken: İki tellak çıkar ortaya ve gerçekler dökülür ortaya…
O nedenle yanındakiler padişaha gerçekleri söyleyebilmeli, söyleyebilmeli ki hem padişah hem de yanındakiler uzun ömürlü olarak imparatorluğu yönetsinler.
SAMUN’UN ADI
Gazeteci tarafsız mı olmalı? Gazeteci asla tarafsız olmamalı. Gazeteci taraf olmalı.
Ancak yaşadığı ülkenin bayrağı, toprak bütünlüğü ve sınırlarının korunması adına, yaşadığı kentin insanlarının hayat standartlarının yükseltilmesi adına, insanların hileli yönlendirilmesinin önüne geçilmesi ve doğruları öğrenmeleri adına taraf olmalı.
Gazeteci, özellikle seçim dönemlerinde belediye başkanlarının borazanı durumuna düşüp sadece yaptıklarını yazmamalı.
Yapmadıklarını, hatalı yaptıklarını da yazmalı.
Maalesef, bu şehirde gazetelerde o kadar az gazeteci kaldı ki…
Belediyelerin yapmadıklarını ve hatalı yaptıklarını kim yazacak?
Eskiden gazeteler okurların ellerini boyardı.
Şimdilerde ise bazıları okuyucularının ellerini yağ içinde bırakıyor.
Boyalar mı yağlandı ne!
Samsun’da son günlerde bazı troller çıkmış sosyal medyadan özellikle de Atakum ve İlkadım Belediye Başkanlarına sallayıp duruyorlar. Bu sallayanların da daha önceki belediye başkanlarının yanında olanlar yapıyorlar bunu. Hiç umurlarında bile değil, ya hesaplar incelenir ve kendi dönemlerinde yaptıkları da ortaya çıkarsa ne olacak o zaman? Bugün savundukları eski belediye başkanları yanlarında duracaklar mı yoksa herkes kendi derdine mi düşecek? Samsun’daki bu durum aklıma Konfiçyüs’ün “Aynı taşa iki kere takılıp düşen aptaldır.” Sözünü getirdi.
SAMSUNSPOR’A NELER LUYOR?
Her ne kadar bir şirket olduysa ve sahibi Samsunspor taraftarı değilse de ortada bir gerçek var. Samsunspor iyi yönetilmiyor.
Bu yönetenler arasında kulübü yönetenler de var, takımı yönetenler de. Sezon başında geçen sezon takımı şampiyonluk potasına sokan futbolcular gönderildi yerlerine gelenler ortada. Adamların sahada ne yaptıkları belli değil. Ancak bu gerçekleri yazan da yok denecek kadar az. Gerçeklerin yazılmaması konusunda ise aklıma deli sorular geliyor. Bu soruların başındaki de “neden yazılıp çizilmiyor gerçekler” var ancak maalesef çözemiyorum. Çözdüğüm zaman geçekleri de yazacağım elbet.
GÜNÜNSÖZÜ
Yıldızlara bakan adam, yoldaki çamur birikintilerinin içine girmeye mahkûmdur.(Alexander Smith)