limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Özgür Basın
Yazarlar // 10 Ekim 2014 Cuma 00:00

Ragıp GÖKER

Abdülhamit’li yılların ‘istibdat’ dönemi ile 1950’li yılların ‘takrir-i sükun’lu dönemleri hariç ‘Türk Basını’ hiç bu kadar zor bir dönem geçirmemiştir.
O dönemleri yaşmadım ben. Nasıl söylenir ‘’Tarih yalan söylemez’’ diye benim o dönem ile ilgili bilgim o dönem için yazılanlarla sınırlıdır aslında.
Yani demek istediğim o dönemle şimdiki dönem kıyaslanamaz. Şimdilerde bazı sayfalar ve sütunlar boş çıkmıyor çok şükür.
Basın üzerindeki iktidar baskıları şimdilerde daha çok ekonomik yöntemlerle uygulanıyor. Ve bu baskılara daha çok da yaygın basının muhatap olduğu ileri sürülüyor.
Biz Samsun Basını olarak böyle bir baskıya muhatap oluyor muyuz?
Asla…
Ben hiç tanık olmadım.
Yönetici değilim ama bunca yılın tecrübesiyle arkadaşlarım böylesi bir baskıyla karşılaşmış olsalardı bunu en azından duyardım.
Ama şu bir gerçek ki, gerek yaygın basın ve gerekse yerel basın daha çok da artan maliyetler nedeniyle ekonomik sorunlarla boğuşuyor. Birçok yayın organı günü kurtarma çalışıyor.
Hani nasıl söylenir:
Kendisi himmete muhtaç dede, gayriye nasıl himmet ede.
Yani kendi sorunlarıyla boğuşan basın, milletin sorunlarıyla nasıl ilgilenecek o da ayrı bir soru.
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay dün Samsun’daydı.
Kendiside eski bir gazeteci olan Mehmet Atalay meslektaşlarımla BİK’in Samsun Şubesinde bir toplantı yaptı.
Basın İlan Kurumu özellikle Anadolu Basını için çok önemli bir kurumdur. Kamunun ihale ilanları gazetelere bu kurum aracılıyla dağıtılır.
Gazeteler için olmazsa olmaz bir durumdadır yani.
Mehmet Atalay, arkadaşlarımızın sorunlarını dinledi ve sorunlar daha çok gazetelerin gelirlerinin nasıl arttırılabileceğine dönüktü.
Arkadaşlarımız ayrıca BİK tarafından uygulanmakta ilan kesme gibi cezai müeyyidelerden de şikayet ettiler.
Mehmet Atalay’ın bir sözünü çok sevdim.
‘’Ben özgür bir basından yanayım’’ diyor Mehmet Bey.
Bende biliyorum benim özgürlüğüm, başka birinin özgürlüğüne dokunduğu ve zarar verdiği durumda son bulur.
Bu ana ilkedir.
Ben işimi yaparken kimseye hakaret etmeyeceğim. Yalan haberle başkalarına zarar vermeyeceğim.
Başkalarını bilmem ama kendi adıma söyleyeyim, kendimi oldukça özgür hissediyorum.
Ama özgür basını kurmanın ve en önemlisi de onu korumanın yegane temeli ekonomik bağımsızlıktır.
Gazeteler ekonomik olarak ne kadar güçlüyse o oranda özgürdür aslında.
Basın İlan Kurumu da bunun için kurulmuştur bir anlamda.
Devleti yönetenlerden ulufe almadan kamunun ihale ilanlarıyla basının desteklenmesi amaçlanmıştır.
Mehmet Atalay, BİK’de devrim özelliğinde yeniliklere ve açılımlara imza atmış bir yöneticidir.
Ve ben Mehmet Atalay’ın yaptıklarıyla yetinmeyeceğini sanıyorum. Atalay'ın özellikle Anadolu Basının güçlenmesini sağlayacak adımları atmaya devam edeceğini düşünüyorum.