Biz ne oynuyoruz, oyun planımız var mı?
Dünkü oyuna bakarsanız yok gibi.
Ama Besim Durmuş’ un takıma oynatmak istediği bir planı var aslında.
Durmuş, sahayı kısaltacak ve oyunu dar alanda oynatacak bir plana göre oynatmak istiyor takımını.
‘’Dün bu plana göre oynayabildik mi?’’ diye soracak olursanız.
Lafı uzatmadan ve eğip bükmeden ‘’Hayır’’ derim ben size anca.
Yine doldur, boşalt yaptık oyunun büyük bölümünde. Sahamızda da derin boşluklar bırakarak rakibimize gol yapabilecekleri pozisyonları yaratan tarafta biz olduk aslında.
Oyunda sahayı kısaltacak ve rakibi baskı altında tutabilecek bir oyuncu yapısına sahibiz aslında. Böyle bir plana göre oynayabilmek için iyi top yapan orta alan oyuncularının yanı sıra rakibi bozan pres gücü yüksek oyuncuların olmalıdır. Bir de yan beklerinin hücum organizasyonunda katkı vermeleri gerekir.
Bunların hiç birisi işlemedi dün.
Orta alan oyuncularımız kötüydü bi kere.
Benim bir hafta önce kaybetmelerine rağmen Denizli’de seyrettiğim oyunculardan eser yoktu sahada. İkili mücadelede rakiplerine hep yenildikleri gibi, baskı gördüklerinde de topları kendi arkadaşları yerine hep rakibe bıraktılar. Takımı hücuma çıkaramadılar yani.
Fatih Şen sakatlığının etkisini henüz üzerinden atamamış belli. Ayakta durmakta zorlanıyordu. Ama yerine giren genç oyuncudan daha kötü değildi. Kemal Sabri Bayraktar, genç bir oyuncu. Fatih Şen çıkarılarak oyuna ‘Kurtarıcı’ olarak girdiğini anlamış olmalı ki, titreyen bacaklarının sesini tribünden duymak mümkündü. Rize maçının rahat havasında bu oyuncuya forma vermeyip, geriye düştüğümüz Konya maçında bu çocuğu oyuna süren teknik direktörün mantığını anlamakta ben zorlandım. Bu konuda akla yatkın bir fikri olan varsa bana söylesin bi zahmet.
Mustafa da hiçbir topu olumlu kullanamadı. Musa Sinan da öyle. Musa Sinan Yılmazer, bizim takımın etkili hücum yapması bu arkadaşın da etkili oynamasına bağlı bir yerde. İzleyenler akılda kalabilen tek bir olumlu hareketini söyleyebilirler mi bana.
Sanmam.
Dimitrov’ da etkisizdi. ‘’Çok mu kötü oynadı ?’’ diye sorarsanız.
O’ da yerine giren Ahmet Arı’dan kötü değildi oyunda kaldığı sürece. Dimitrov, bizim oyunu dikine oynamamızı sağlayan yegane oyuncumuz, Besim Durmuş’ un, Musa Sinan Yılmazer’ e gösterdiği sabrı Dimitrov’ un da hak ettiğini düşünüyorum.
Yan beklerimiz kötü. Şaban oyunda yok gibiydi. Musa Aydın’ın futbol bilgisi ve tecrübesine söz söylemem ama bu adam güçsüz kardeşim. İki stoperimiz yetenekli çocuklar tamam da tecrübeleri eksik. Ayakları titriyordu ikisinin de hata yapmaktan korktukları her hallerinden belliydi. Böyle bir durumda verimli olmalarını beklemekte fazla hayalcilik olurdu.
Samsun’da herkes Besim Durmuş’ a Kere’yi soruyor ya, Ben de katılayım bu senfoniye ve sorayım o vakit. Bu haftaya kadar kulübeyi bile göstermediğin bu adamı görmediğin için unutmuş olabilirsin, ‘gözden uzak olan, gönülden de uzak olur misali’ o durumu anlarız bi yere kadar da, kulübende niye görmedin, bu durumu bi ara anlatırsan ben de aydınlanırım böylece.
Bizim dün bir oyun planımız olmadı, varsa da tutmadı. Kör düğüşüydü oyun bizim açımızdan. Farklı kaybedebilirdik. Ama her şeye rağmen, yani en başta kenar yönetiminin tutumuna rağmen bizim takımın oyunu bırakmaması ve beraberlik gölü de olsa bu golü arama çabaları olumludur.
Umarım bu son olur.
Umarım, Kayseri’ye gidene kadar takımımız düzelir.
Umarım Kayseri’ de böyle oynamayız.