limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Oruç Pahalı Bu Sene
Yazarlar // 29 Mart 2022 Salı 18:42

Ragıp GÖKER

TÜİK ne kadar açıklayacak bilinmez ama Dünya Gazetesi yazarlarından Alaattin Aktaş, Mart ayı enflasyonunun yüzde 66 ila, yüzde 69 dolaylarında gerçekleşeceğini yazdı.

Aktaş, bu öngörüsünü de akaryakıt fiyatlarında bir ayda oluşan yüzde 37 oranındaki artışa bağladı.

Sahiden de 24 liraya ulaşan akaryakıt fiyatları ile üretim yapmak mucize gibi bir şey oldu.

Taflan pazarında bir esnaf, haftada beş pazar yeri gezdiğini söylerken, ''Bir ay öncesine kadar pazarlara iki arabayla gidiyordum, şimdi tek arabaya düşürdüm'' diyordu.

''Araba'' dediği de, öyle lüks cinsinden otomobil veya bir cip değil hani.

Pazarda satacaklarını yüklediği kamyonet türü bir araç aslında.

Hani şu motorinle çalışanlardan.

Halk deyimiyle mazot yakanlardan yani.

Bir ay öncesine kadar Taflan pazarı, diğer pazarlar gibi cıvıl cıvıldı.

Zücaciye malzemelerinden, giyim kuşama kadar çeşit çeşit mal satılan yerlerdendi.

Şimdilerde köylülerle birlikte esnaf sayısı 20'yi geçmiyor.

Taflan pazarını örnek verdim ama en eski pazar yerlerinden İstasyon pazarında da benzer görüntü var aslında.

Dolmalık biber 25 liraydı.

Dolmalık kabağa da 20 lira isteniyordu.

Kaldırayak sordu Karım.

''15 Lira'' dedi esnaf.

Meyve ucuzdu nispeten.

Sebzeye göre yani.

Ve fakat.

Deveci Armudu bile 15 lira olmuştu.

Alamadık tabi.

''İki kilo elma, iki kilo portakal neyimize yetmez'' deyip meyve türünden ihtiyacımızı öyle giderdik.

Meyvenin yanı sıra, 30 yumurta, bir kilo çökelek de aldık..

Cumhurbaşkanı’nın tavsiyesine uyarak iki kilo da manda yoğurdu aldık.

Bunlarla birlikte, iki kilo patates ve soğanın yanı sıra, kasabımıza da bir kilo 400 gram et için 500 lira ödeyince kötü kötü bakmışım karıma.

‘’Ne bakıyorsun öyle, keyfim için mi harcadım. Ramazan ayı geldi çattı, ette mi almayalım’’ deyince.

Sesim çıkmadı haliyle, kaderime razı oldum ama canımın da fena halde sıkıldığını itiraf etmeliyim aslında.

Şu bir gerçek:

Bu mazot fiyatlarıyla üretim yapmak zor.

Köylülerin bahçelerini sularken kullandıkları elektrik de zamlandı biliyorsunuz.

İstasyon pazarındaki köylü kadının bahçe sulamasında kullandığı elektriğe iki ayda 900 lira ödediğini yazmıştım biliyorsunuz.

Köylü vatandaşların, 24 lirayı bulmuş mazotla süreceği ve dolayısıyla ekip biçeceği topraktan elde edeceği ürünü pazara ucuz fiyattan getirmesini bekleyemeyiz artık.

Bu durumdan dolayı ortada bir kusur varsa.

Bu kusur köylü vatandaşın değil.

Esnaf da, hayat pahalılığının oluşmasının sorumlularından biri olamaz.

En azından benim değerlendirmem böyle.

Haftaya bugünlerde oruçlu olacağız.

Dün H.Halk'ta, 350 gramlık sade Ramazan pidesinin 6 liraya, yumurtalı pidenin de 7,5 liraya yükseldiğine dair haber vardı.

İftar sofrasında 350 gramlık bir pide bir kişiye ancak yeter.

Bu nedenle iki kişilik bir ailenin iftar sofrasına gelecek pide de çift hamurlu olacaktır.

Asgari ücretle geçinenler ve emeklilerin harcı değil de, 15 lira verip pideyi alabilecek kaç babayiğit çıkacak aramızdan onu da merak ediyorum doğrusu.

Hurma ile oruç açacakların sayısı da azalacak artık.

''Su da hurma kadar mübarek'' deyip, Allah'ın suyu yudumlayarak açılacak artık oruçlar.

Ki;

Samsun Büyükşehir Belediyesi su fiyatlarını da enflasyona endeksledi biliyorsunuz.

Suyun fiyatı da enflasyonla birlikte artıyor sürekli.

Demem o ki;

Oruç pahalı bu sene.

Kıymetini bilin yani.