Onur Anıtına kirli eller dokundu.
Samsun'un onurudur o anıt.
Ki;
Sadece Samsun'un değil, aslında Türkiye'nin onurudurt.
Ülkemizde Atatürk heykelleri ile anıtların tamamı, yüzleri batıya dönük olarak inşa edilir.
Türk'ün Ergenekon'dan başlayan yolculuğu hep batıya doğru olmuş.
Bu nehir hep batıya doğru aktı yani.
Tek dişi kalmış bir canavar olsa da medeniyet batıdadır çünkü.
Doğu'ya bakınca Afganistan'ı görürsün zira.
Coni kaçarken, ''Uçağa beni de al'' diye yalvaran, ancak binemeyince Coni'ye bebeğini emanet eden Afgan'ın o durumunu beğenenler varsa içimizde ki, Taliban yeniden iktidar olduğunda lokum dağıtanları gördüğüm için o durumu beğenenler var aramızda.
Onlar isterlerse geriye gidebilirler.
Ve fakat.
Biz muasır medeniyet seviyesine ulaşmak için çalışacağız biz.
Öyle buyurdu Ata'mız.
Bu buyruğu kabullenmeyenler oldu aramıza.
Onun için sevmiyorlar belki Ata'yı.
Heykellerine ve büstlerine saldırıyorlar.
Fikirlerini yıkmak için gayret gösteriyorlar.
Sözüm ona heykellerini yıkarak, fikirlerini de yıkabileceklerini düşünüyorlar.
Be hey gafil.
Sen daha heykelini yıkmayı beceremedin, Türk'ün bütün benliği ile kabul ettiği fikirlerini nasıl yıkacaksın diye kendilerine bile böyle sormaktan haciz bu zavallılar.
Onurumuza saldırdılar.
Rezil rüsva edeceklerdi güya bizi.
Beceremediler.
Ellerine yüzlerine bulaştırdılar.
''Bir musibet bin nasihatten yeğdir.'' Atasözünde söylendiği gibi başımıza gelen bu musibet, iyi bir şeyi de doğurdu.
Samsun halkının benliğindeki Atatürk Sevgisi yeniden doğdu bu sayede.
Son yılarda yaşanan olumsuzluklar kimi zaman bizi yılgınlığa düşürse de onurumuza sahip çıkma konusunda hemşerilerimin gösterdiği duyarlılık gururumu okşadı.
Bu şehre inancım tazelendi.
Helal olsun size.
''Anıtların yönü batıya dönüktür'' dedim ya.
Her biri de bize bir şeyleri anlatır aslında.
Mesela İzmir'in Cumhuriyet meydanındaki Anıt, ''Zafer bizimdir'' derken, Ankara'nın Ulus'undaki anıt ''Biz buradayız ve bir yere gitmiyoruz'' ifadesini dosta düşmana ilan eder,
Bizim Onur Anıtımız ise ön ayakları şaha kalkmış atla birlikte Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bütün dünyaya istiklal mücadelesinin bu topraklarda başladığını duyururken bir taraftan da, işgali kabul etmeyeceğimizi duyurur ve bunu ifade eder aslında.
Onur Anıt’ı, Samsun halkının Ata'sına minnet duygularının ifadesidir.
İlkadım Şehriyiz biliyorsunuz.
İlkadım'daki anıtın bulunduğu yere de ''Atatürk Pakı'' ile birlikte ''Onur Parkı'' da deriz.
''Park, anıta yakışıyor mu?'' diye sorarsanız, yakışmadığını söylemek isterim.
Parkın içine hela yaptırmak neyin kafasıydı.
Biri bana bunu izah etsin.
İt - kopuk, hatta pezevenkler de cirit atıyor anıtın çevresinde.
Şimdi de soruyoruz ''Anıtı neden koruyamadık?'' diye.
Bak o iki alçak köfte ekmek yiyerek, bir gün önce anıtın çevresinde keşif yapmışlar'.
Neymiş.
Sarhoşmuş bunlar ve uyuşturucu müptelasıymış.
O çirkin eylemi bile isteye ve bütün detaylarını hesaplayarak tasarlamışlar.
Uyuşturucu etkisiyle bilinç kaybı falan hikaye yani.
Bir taraftan pişman olmadıklarını söylüyorlar ama ''Kafamız iyiydi'' diyerek de suçlarını hafifletmeye çalışıyorlar.
Yedik mi?
Asla.
Son söz:
Bir daha böyle bir rezillik yaşamamak ve onurumuzu korumak için önce çevresini temizlemek gerekir.
Valiliğimizden ve belediyemizden bunu beklemek de bizim hakkımız.