Hani yıllardan beri On d0okuz Mayıs Üniversitesi ile Samsun kendi arasında bir türlü birleşme ve bütünleşme sağlanamıyor ifadesi kullanılıyor ya, hani bu ifade üniversitenin yöneticileri tarafından sürekli “bizden kaynaklanmıyor” deniliyor ya…
Kimden kaynaklandığı belli oldu işte.
Önceki gün OMÜ’de bir toplantı vardı.
Toplantının adı şöyle:
“OMÜ Medya Ödülleri”
O düzenledi, bu düzenledi anlamam…
Bu yıl da üçüncüsü düzenlenmiş.
Sisteme göre, üniversite öğrencileri ‘en’leri seçiyormuş.
Seçilen herkesi kutluyorum.
Türkiye’nin magazin haberlerine malzeme oldukları için Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi yönetimine de öpücükler gönderiyorum.
“OMÜ Medya Ödülleri” olarak düzenlenen bu garipliğin adından da “Medya” kısmının çıkarılmasını öneriyorum.
Çünkü bana göre yapılan işin medya ile hiçbir alakası yoktur.
Bu işle Üniversite “yaygın basının, magazin haberlerinde yer almaktan öte” bir adım ileriye
gidememektedir.
Seçici durumdaki öğrenciler TV’de gördükleri dizilerle ‘en’ sanatçıları seçmişlerdir.
Helal olsun.
İşte üniversite gençliği budur.
Samsun’da burunlarının dibinde tiyatrolar vardır.
O tiyatroların nasıl yaşatıldığını görmemişlerdir bile.
O tiyatrolardaki oyuncuları es geçmişlerdir bu nedenle de.
Birileri çıkacak, “seni seçmediler diye mi bu isyanın” diyecekler.
Asla isyanım onun için değildir.
Kendi şehrinden uzakta bir üniversite gençliği tarafından seçilmeye de ihtiyacım yoktur.
O Üniversite yönetiminin ve o üniversite gençliği kabul etmese de Samsun’da gazeteleriyle,
televizyonlarıyla, internet gazeteleriyle bir medya vardır.
O üniversite gençliği ve yönetimi kabul etse de etmese de bu kentte kültür de vardır sanat ta vardır.
Tiyatrolar da vardır ve hep olacaktır.
İsyanım; OMÜ’nün yönetiminedir.
Yıllardır Samsun’la Üniversiteyi birleştirip bütünleştiremedikleri için.
İsyanın OMÜ’nün yönetiminedir, Türkiye gündemine gelmek için araştırma yapmak ve o araştırmaların sonuçlarını yayınlamak yerine ‘enleri’ seçerek magazin programlarına malzeme oldukları için…
YÜRÜT-ME, SORUŞTUR-MA…
Demokratik ve çağdaş bir devletin nasıl olabileceği sorulup durulur ya…
Kısaca açıklayalım; Üç yetkiden oluşur çağdaş ve demokratik bir devlet.
Bunlar Yasama, Yürütme ve Yargı’dır.
Sonrasında da bağımsız basın eklenmiştir bu üçlüye.
Bir de bağımsız basın vardır.
Ancak sistem Türkiye’de ilk üç üzerine kurulmuştur.
Bu üçlü, Yasama, Yürütme ve Yargı’dır.
-Yasama yetkisi TBMM 'ye aittir. Ülke için gerekli yasalar Bakanlar Kurulu ya da milletvekillerinden gelen istemler doğrultusunda çıkarılır. Bu yetkinin kullanılması sırasında hiç bir kuruluş müdahalede bulunamaz bu yetkiyi TBMM adına kullanamaz
-Yürütme yetkisini Bakanlar Kurulu yani hükümet kullanır. Genel olarak TBMM'nin içinden çıkan Bakanlar kurulu ülke yönetimindeki aktif güçtür.Yürütmenin yasama yetkisine müdahale etmesi ise sadece menfaatlerine uygun kanunlar çıkarması anlamına gelir ki bu da vatandaşın hukuka ve devlete güveninin sarsılmasına neden olur.Devlet güvenilirliğini kaybeder.Yani yasama ve yürütmenin tek elde toplanması halkın aleyhine sonuç doğurur.
-Yargı yetkisi ise Hakimler ve Savcılar eliyle kullanılır. Türk milleti adın karar verecek olan yargı
mensuplarının bağımsız olması gerekir.Hak ve özgürlüklerin korunmasında asıl unsur bağımsız bir yargıdır.Baskı altındaki bir yargı hiç bir şekilde adil bir karar veremez ve haklı olana değil güçlü olana hizmet eder.Yargı denetiminin olmadığı yerde yasama ve yürütmenin tek elde toplanmasıyla diktatörlük oluşur.
Türkiye de çağdaş demokratik bir ülke olmakla kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemiştir. Bu nedenle bir hukuk devletidir. Tüm kurum ve kuruluşlar yargı denetimine tabidir.
Peki bu gerçekten böyle midir?
Merak ediyorum.
Türkiye’de kuruluşlar ve kurumlar yargı denetimine tabi midir?
Yani bunun “Yürütme” midir var olan “Yürüt” müdür yoksa?
Buradan hareketle bir soru sormak istiyorum.
Ve de cevabını bekliyorum.
Samsun Büyükşehir Belediyesinin yapmakta olduğu ve adına hizmet dediği işlerin kaçı için dava açılmıştır ve neden bir türlü sonuçlanmamaktadır?
Bir başka soru da şöyledir:
Samsun Büyükşehir Belediyesinde açılmak istenen soruşturmalar var mıdır ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ziya Yılmaz herhangi bir soruşturmanın açılmasını engellemiş midir?
GÜNÜN FIKRASI
Kadının biri eczaneye dalar ve bir şişe arsenik ister.
Eczacı kadına arsenikle ne yapacağını sorar.
Kadın, “Kocamı öldüreceğim” diye cevap verir.
Eczacı “Kusura bakmayın amma size bu nedenle arsenik satmam olanaksız” der.
Bunun üzerine kadın çantasına uzanır ve içinden, kendi kocasıyla eczacının karısının sarmaş dolaş çekilmiş bir fotoğrafını çıkarır.
Eczacı fotoğrafa bakar:
“Reçeteniz olduğunu neden söylemediniz…”
GÜNÜN SÖZÜ
İnsanlar başaklara benzer. İçleri boşken başları havadadır; doldukça eğilir. Montaigne
DUVAR YAZISI
Ne kadar sallarsan salla, dört yanlış bir doğruyu götürür..