OMÜ yönetiminin, Tıp Fakültesinde amfilerin ikisine Bordo ve Mavi adlarının verilmesiyle şimşekleri üzerine çekince, Genel Sekreterinin Kırmızı-Beyazlı kaşkolle fotoğraf çektirerek Samsunlu taraftarın öfkesini dindirme çabalarıyla başlattığı gaz alma girişimini sürdürdüğünü dün akşam da gördük. OMÜ yönetimi kendi adına bir ilki gerçekleştirerek "Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsunspor'a Süper Lig yolunda başarılar diler" yazılı bir pankartın asılmasını sağlamıştı 19 Mayıs'ın tribünlerine
Bordo-Mavi tepkisinin Samsun'da Samsun'da bir şehir bilincinin oluştuğunu gösterdi ve bunun iyi bir şeye vesile olduğunu gördük.
Bizde buna ziyadesiyle sevindik.
Maça bizim takım iyi başladı.
Oyunu sürekli rakip sahaya yıkma isteği ve oyuncuların bunun olması için iştahlı tavrı bizi bu maçın kazanılacağına inandırmıştı.
Takımın bu iştahını sanırım bu sezon sahaya ilk defa ideale yakın 11'le saha çıkmış olmasına bağlayabiliriz. Sakatlıktan kurtulan Musa Aydın kulübede bekletilerek 11'de kendisine yer bulamamıştı. Bu durum takım için eksiklikmidir değilmidir, bunu maçın ileriki dakikalarında daha iyi analiz edebiliriz.
Söylediğim gibi bizim takım maça hızlı başladı.
Adana takımı ise bizim takımın ataklarını daha çok kendi ceza alanında karşılamaya çalışırken, gol yollarını ise Tıago'nun Ergin Keleş' e yapacağı servise bağlamıştı. Böyle bir durumda 10. dakikada bizim defansımızın göbeğindeki adamların hatasından buldukları pozisyonda golü bulamamaları tamamen Adana hücümcusunun gol vuruşundaki beceri noksanıydı.
Maçın ilk yarısındaki 20 dakikalık bölümünde oyunu bizim takımın kontrol ettiğini söyleyebiliriz.
Ve fakat
Parlayıp sönen saman alevi gibiydik.
Bu dakikalardan sonra doğrusunu söylemek gerekirse daha etkili atakları geliştiren tarafın Adana takımı olduğunu söylemeliyim.
Bizim takım didinip durdu ama üretken olamadı bir türlü.
Bu neden böyle?
Sanırım, hücum bölgesine etkili top atamıyoruz.
Bunu yapamadığımız gibi ilk yarının son 25 dakikalık bölümünde orta alanının kontrolünü de rakibine verdi takımımız.
Burada Musa Aydın'a ihtiyaç duydu bizim takım.
Devre berabere bitecek gibiydi.
Ancak, Adnan Güngör, çıkarken bir top kaptırdı rakibine ki bunu maçın başlarında Adana takımının geliştirdiği o ilk tehlikeli atakta da yapmıştı. Ergin Keleş'ten pres yiyen Adnan Güngör tecrübesindeki bir oyuncunun topu bu kadar kolay kaybebmemesi gerektiğini biliyor olması lazım.
Adnan, topu kaybettiği gibi adamını takip etmeyi de bıraktı. O pozisyonda sakatlık geçirdiğini anlatmaya çalışırcasına yeden kalkmadı, kimsede bunun o durumuna inanmadı. Ama Ergin Keleş, tek başına 60 metre sürdüğü topla bizim yarı alanımıza girince Şaban penaltı yapmak zorında kaldı.
Soyunma odasına 1-0 geride giren takımın maçı çevirebilmesi için Kalpar'ın hamlelerine ihtiyacı vardı.
Kalpar, o pozisyonda morali bozulan ve seyirci tarafından da ıslıklanan Adnan Güngör ve dün akşamın etkisiz elemanlarından Ekıgho'yu kenara aldı. Kalpar, onların yerine Musa Aydın ve Turgay Gölbaşı'nı sahaya sürdü.
Kalpar'ın bu müdahelesi takımın oyun karakterini de değiştirdi.
Başta Aminu Umar olmak üzere Eldin Adiloviç, Musa Aydın ve Turgay Gölbaşı, "Biz bu maçı vermeyeceğiz" der gibiydiler.
Takımın diğer oyuncuları da bu arkadaşlarına ayak uydurmaya çalıştılar. Kazanma arzusu iyiydi. Eksik olan galiba sadece Gol vuruşuydu.
Onu da Aminu Umar yaptı.
71. Dakikada gelen beraberlik golünden sonra bu maç kazanılmalıydı.
Bir kişi eksik oynayan Adana takımı oyundan düşmüştü. Kazanmak için bşr hamle yeterliydi, o hamle Şaban Özel'in ortaladığı topa Eldin Adiloviç'in yaptığı kafa vuruşuyla geldi.Adiloviç, çok iyi bir kafa vuruşuyla bizi 2-1 öne taşıyan golümüzü attı.
Adiloviç, bununla da yetinmedi. Röveşatayla tabelayı 3-1 yaptı.
Bu 3 puan oyuna zamanında müdahele den Kalpar ve hocalarının ne dediğini ve ne yapmak istediğini anlayan oyuncuların başarısıdır.
Her birini kutlarız.