Yazarlar // 3 Eylül 2016 Cumartesi 00:00
Ragıp GÖKER
15 Temmuz sonrası oluşan milli mutabakatın ardından, bütün ülkede ‘’Ben yaptım oldu’’ döneminin sona erdiğine inanmış ve buna çok sevinmiştik.
İktidar gücünü eline geçirenler, nedense her yaptıkları işin doğru olduğuna inanıyorlar ama birçok uygulama mahkemelere taşınıyor.
Kimi yöneticilerin, mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararlarını dinlemediklerini bile görüyoruz.
Bu da kamu vicdanını yaralıyor.
Samsun, Tarım Meslek Lisesini uzun süren bir direnişin sonunda kurtarmıştı.
Benzer bir sorunu şimdi daha önceki adı Mithatpaşa Kız Lisesi olan Mithatpaşa Anadolu Lisesi yaşıyor.
Kimin aklına estiyse, Mithatpaşa, FETÖ’cülerin el konulan bir okuluna taşınmak isteniyor.
Bunu ilk duyduğumda ‘’Birileri Samsun merkezindeki değerli o araziye göz dikmiş olabilir’’ diye düşünüyordum ki, durum en azından şimdilik öyle değilmiş.
Okulun değerli arazisi gelecekte ranta kurban gider mi bilinmez ama Mithatpaşa Lisesini Atakum’da dağın tepesine yakın bir yere taşımayı planlayanlar, boşalan okul binasına ise bir İmam Hatip Lisesi konuşlandırmak istiyorlar.
Geçen hafta da bu konuda yazarken ‘’Samsun’un camilerine yıllarca yetecek kadar imam ve hatip yetiştirecek sayıda imam hatip okulu var’’ demiştim.
Bu yazıma kendisi de İmam Hatip mezunu olan yakınımdan, ‘’İmam Hatip okullarında adı nedeniyle sadece imam yetişir gibi bir yanılgı’’ var diyerek itiraz geldi.
Ki;
Bir amcamın yanı sıra, iki kız kardeşimin çocuklarını İmam Hatip Liselerinde okutmuş bir ailenin ferdi olarak, yakınımın bu görüşüne bütünüyle katılmadığımı söylemek isterim.
İmam Hatip Liseleri, camilerimizde namazlarımızı ehil kişilerin arkasında kılabilmemizi sağlamak için İmam ve Hatip yetiştirmek amacıyla kurulmuştur.
Tıpkı sanayiye ara eleman yetiştirmek için sanat okulları, muhasebeci yetiştirmek için ticaret meslek liselerinin kurulmasındaki amaç gibi.
Ve fakat
Çocuğunun İmam olmasını düşünmese bile, ailelerin çocuklarını İmam Hatip liselerinde okutma arzusunu da saygıdeğer bulurum.
Ancak, bu halka bir dayatma gibi sunulursa, buna şiddetle karşı çıkarım.
Ki;
Bütün devlet liselerinin İmam Hatip okullarına çevrilme girişiminin bende uyandırdığı algı budur.
Hiçbir şeyde olmayacağı gibi, özellikle de eğitimde zorlama olmamalıdır.
Mezun olduğum Devrim Lisesi, birkaç yıl önce adı değiştirilerek İmam Hatip Lisesi olmuştu, şimdi de Mithatpaşa’nın yerine İmam Hatip Lisesi kurulmak isteniyor.
Bu durum ise, şöyle bir sonucu doğuruyor.
Cebindeki parasına güvenip, çocuğunu İmam Hatip’e vermek istemeyen özel okula gidiyor ama yoksul çocukları mecburen İmam hatip’e gitmek zorunda kalıyor.
‘’Fena mı oluyor’’ diyen dindarları duyar gibiyim ama böyle düşünenlerin, 28 Şubat’ın ikna odalarını eleştirme hakkı olmaz.
Devlet, intikam duygusuyla hareket etmez.
Etmemelidir.
Okuluma dokunmayın
Hazır milli mutabakat oluşmuşken ortamı germeyin.