Yazarlar // 31 Ekim 2014 Cuma 00:00
Ragıp GÖKER
Üsküdar Belediyesinin Validabağ Korusunda cami yaptırmak istemesine, ‘’Ağaçlarımıza kıymayın’’ diyen mahalle sakinleri karşı çıkıyor.
Bu cami meselesi tartışma konusu oldu. Bu konudaki haberleri basında izliyor olmalısınız. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de “İbadet sevgisi ile tabiat sevgisi karşı karşıya gelecek sevgiler değildir” diyerek bu tartışmaya müdahil olan en son isimlerden biridir.
Samsun’da da bir 'Protokol Camii' tartışması yaşanıyor biliyorsunuz. Diyanet İşleri Başkanının Validabağ Korusu'nun ağaçları için söylediklerinin altına imzamı atarım. Ancak Sayın Başkan Samsun’da bir okulun yıkılarak yerine cami yapılmak istemesi konusunda ne düşünür, onu da merak ederim.
Zira biz Müslümanlar “İlim Çin’de de olsa gidip öğrenin” diyen peygamberin ümmetleriyiz.
Ustam İsmail Başaran bir kaç gün önce benim Terme’de yapılmak istenen termik santral konusuna taktığımı yazmış ama bu konuyu takip etmemi de önermiş.
Ama ‘Usta’ bir kaç gün önce de şu protokol camii ile ilgili yazdıklarımızı atıfta bulunarak, bir yazısında “Camiye neden karşı çıkıyorsunuz?” diye sormuş.
Yazı okunduğuna öyle anlaşılıyor olsa da ‘Ustanın’ amacı bizi eleştirmek değil aslında. Aynı yerde Emniyet Müdürlüğü ile SGK binasının yapılmak istendiğini belirterek, o bölgede bu şekilde yapılaşmanın doğru olmadığına dikkati çekmek istemiş.
‘Usta’ böyle yazınca benim aklıma Diyanet İşleri Başkanının Validabağ için söyledikleri geldi.
Öncelikle peşinen şunu söylemek isterim.
Ben Samsun’da büyük bir caminin yapılmasına karşı çıkanlardan değilim.
Şöyle, bütün Samsunluların görebileceği ve “Benim şehrim de bunu yapmış” diyerek gururlanabileceğim bir caminin yapılmasını ve Babamı da yanıma alıp bir öyle bir mabette Cuma Namazı kılmayı gerçekten çok isterim.
Şunun da iyi bilinmesi gerekiyor. Zaten itiraz da camiye yapılmıyor. Caminin yapılmak istendiği yerdir asıl tartışma konusu olan.
Ancak “İlim Çin’de de olsa gidip öğrenin” hadisini söyleyen İslam Peygamberine inat, Samsun’da yapılmak istenen o cami, bu dinin mensubu bir müftü söyledi diye, memlekette başka bir yer kalmamış ve ‘kör göze parmak’ misali bir ilim irfan yuvası yıkılarak yapılmak isteniyor.
O konu mahkemelik biliyorsunuz.
Açılmış davalar var.
Birisi de Mimarlar Odası Samsun Şube Başkanlığının açtığı yürütmenin durdurulması istemine dair davadır ki, Bölge İdare Mahkemesi önceki hafta ikiye karşı bir oyla aldığı kararla bu istemi ret etmişti.
Mimarlar Odası bir üst mahkemeye itiraz da bulundu.
“Yanlış hesap Bağdat’tan döner” anlayışına inanmışız. Hukukun üstünlüğüne de iman etmiş biri olarak karar yanlış ise eğer ‘’Bir üst mahkemeden döner’’ diye de düşünmekteyim.
Ki; mahkemenin bir üyesi de zaten itiraz gerekçesinde bu kararın yanlış olduğunu dile getirmiş.
Bu karar nihai olmadığı gibi esası da ilgilendirmiyor zaten.
Projenin iptali için açılmış başka davalar da var.
Fakat bizim Büyükşehir Belediyesi “Mahkeme yürütmeyi durdurma istemini ret etti” diyerek ve bu gerekçeye dayanarak okulu yıkarsa ne olacak.
Söyleyeyim.
İş işten geçmiş olacak.
Saathane de yürütme durduruldu da ne oldu.
Sahil yolunda da yürütmeyi durdurma kararı verdi bir mahkeme.
Sanıyor musunuz çalışmalar duracak.
Anayasamızın temel kuralıdır.
Anayasamıza yazıldı diye değil ama ben hukukun üstünlüğü ilkesine inanmış birisiyim.
Hukuk sistemimiz çok uzun zamandır eleştirilir ancak, bu dönem olduğu kadar hiçbir dönem zaafa uğramamıştır.