Maaşlara yapılması gereken iyileştirme zamları konuşuluyor memur ve emekliler arasında. Ancak bunu İktidar duymuyor. Onlar kendilerine göre yeni konular buluyorlar. Son zamanlarda yine enflasyon ve maaş zamları, verilen maaşların yetip yetmediği konuşuluyor. İktidara göre zamlar yeterli vatandaşa göre ise durum hiç de iç açıcı değil.
AK Parti'nin en tepesinden en küçük ilçesinin sokaklarında ve esnasının arasında ve okulunda hatta o okulun içindeki öğretmenleri arasında konuşulan konu gelen kış aylarında ne yapacakları.
Kızılay’a gidip çadır mı isteyecekler, yoksa evlerindeki doğalgaz veya tüpün parasını nasıl bulacaklar ve maaşları denkleştiriciler.
Burası Türkiye Cumhuriyeti. Bu Cumhuriyeti yönetenlerin bu durum umurlarında bile değil. Bir ülkede polis öğretmenden fazla maaş alıyorsa o ülkenin geleceği ir iyi ellerde olmayacak, bilgi ve kültürden yoksun nesiller yetişecek demektir. Öğretmenler canlarını dişlerine takıp eğitim vermek için uğraşıyor ancak yeterli olmuyor.
Türk toplumunun yarınlarını yetiştirecek olan öğretmenlerimizi başlarını sokacak eve muhtaç eden bir zihniyet var İktidarda. Madem sosyal konutlar yapacak iktidar ve bunun hazırlıklarını sürdürüyor öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki öğretmenler ele almalı. Okullarda yarınların Türkiye'sini oluşturacak çocuklarınızı yetiştirmeye çalışan öğretmenlerimizin nerelerde nasıl barındıklarını aldıkları maaşların yeterli olup olmadığını araştırmalı sosyal konutlardan öğretmenlerin yararlanması için planlama yapmalıdır. Planlamayla kalmamalı zihniyet temsilcileri acaba başları dik gezebiliyorlar mı?
Bazıları bir “grip” olaylarla yumurtanın sarısı sayesinde servetlerine servet katarlarken bazıları ise Kızılay’dan barınmak için çadır istiyor. Çadır isteyen öğretmenler “yumurtanın sarısını” “gitti maaşın yarısı” ilavesiyle söylüyorlar. Sesleri gür çıksın…
OKUMA BİLİNCİ
Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, Çocukların kitap okumayı sevmesi gerektiğine değindi ve bu bilincin aşılanması gerektiğini dile getirdi. Sayın Dağlı ’ya bir soru: Bu bilinci aşılamak için hangi kitaptan başlamaları gerekiyor. Bu bilinci aşılamak için öncelikle köy okullarını açık tutmak ve oradaki okullarda öğrencilere Atatürk’ün yazdığı Nutuk kitabını dağıtmakla başlamak gerekir. Bunu yapabilecek misiniz?
Bunun için kampanya yapmak şart. Kimisi bir Nutuk bağışlar kimisi ise yüz kitap bağışlar. Yeter ki çocuklar okusunlar, okudukça kötü alışkanlıklardan uzaklaşsınlar.
ÇOCUK VE ZAMAN
Adamın biri işten yorgun argın evine gelmiştir.7 yaşındaki çocuğu babasını evin içinde karşılar ve “baba sen 1 saatte kaç para kazanıyorsun” diye sorar. Babası çok yorgun olduğu için “bu seni ilgilendirmez” der. Ama çocuk ısrarla “lütfen babacığım bilmek istiyorum” der. Babası en sonunda “1 saatte 20 dolar kazanıyorum” diye cevap verir.
Çocuk bunun üzerine “peki bana şimdi 10 dolar verir misin” diye sorar. Babası biraz sinirlenir ve “oğlum işin gücün yok mu derhal odana” diye çıkışır.
Çocuk masum bir şekilde odasına girer.
Babası yemeğini yiyip biraz dinlendikten sonra çocuğun odasına giderek “biraz önce sana bağırdığım için özür dilerim belki paraya ihtiyacın vardır” der ve 10 dolar verir. Çocuk 10 doları alır ve yastığının altındaki paraları da çıkarır.
Babası bunu görünce “paran olduğu halde benden para istemeye utanmıyor musun” diye kızar. Çocuk sakin şöyle konuşur:
Babacığım sen 1 saatte 20 dolar kazanıyorsun, al bak burada 20 dolar var. Biraz eksik olduğu için senden 10 dolar istedim. Şimdi 20 doları tamamladım. Bu senin 1 saatlik kazancın. Şimdi bu paraları alıp bana bir saatini ayırır mısın?
Bu küçük hikâyeyi okuduktan sonra, sorunun cevabını verin bakalım: “Siz çocuğunuza ne kadar zaman ayırıyorsunuz?”
GÜNÜN SÖZÜ
Çalışmak bizi şu üç beladan kurtarır: Can sıkıntısı, kötü alışkanlıklar ve yoksulluk... (Voltaire)