Yazarlar // 28 Ekim 2013 Pazartesi 00:00
Ragıp GÖKER
Oğlum Doğuşcan, Samsun Anadolu Lisesinden mezun olduğu yıl Üniversite sınavlarında arzu ettiğimiz sonucu alamamıştı. Mülkiyeyi yani Ankara Üniversitesine bağlı Siyasal Bilgilerde okumasını çok istiyordum ben ve bunu oğluma da hissettirmiştim.
Strese girmişti oğlum.
‘’Bir sonraki sınavda başarılı olur inşallah’’ diye düşündük.
Bir öğrenci mezun olduğu yıl sınavda başarılı olamamış ise bir sonraki yıl başarı oranı daha da düşüyor.
Bizim başımıza geldi bu durum.
Doğuşsan, ikinci yılda da giremedi bir okula.
Sonra kendi kararıyla ön lisansla eğitim veren bir okula girdi. Okul birincisi oldu burada. Bir eğitim kurumuna girmesiyle rahatlamış ve kendisini bulmuştu bir anlamda.
Dikey geçiş sınavlarında da derece yaparak Marmara Üniversitesinin İletişim Fakültesine girdi. Burada da derece yaptı çok şükür.
Mezuniyetinin ardından sonra Dünya Gazetesinde bir süre çalıştıktan sonra Akademik kariyer yapmaya karar verdi. YÖK tarafından geçen yıl Sakarya Üniversitesine Araştırma görevlisi olarak atandı. Şu sıralar mezun olduğu Marmara Üniversitesinin iletişim Fakültesinde Yüksek Lisans ve doktora eğitimini alıyor.
Bunu neden anlatıyorum.
Oğlumun başarılarından söz etmek değil benim muradım.
Biz ana ve babası olarak Doğuşcan’ın Üniversiteyi kazanamadığı günlerde çok acı çektik.
Çok üzüldük bu duruma.
Üzüntüsünün etkisiyle Karımın saçları parça parça döküldü.
Birçok veli bizim yaşadıklarımızın benzerini yaşamıştır.
Bütün veliler çocuklarının üzerine titrerler.
Önceki gün Hedef Halk Gazetesine 3- 4 kız çocuğu geldi.
Sağlık Meslek Lisesi mezunu her biri.
Ondokuz Mayıs Üniversitesinin Sağlık Meslek Yüksekokuluna kayıt olmak istemişler.
Ve fakat
Mevzuat müsait değilmiş.
‘’Boyunuz kısa, sağlık memuru olmaya uygun değilsiniz’’ diyerek okulun kapısından geri çevrilmişler.
Kayıtları yapılmadığı için de okula alınmamışlar.
Okul Sekreteriyle konuştum.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksekokulu Yönetim Kurulu, Üniversite Senatosuna başvuruda bulunmuş. Erkek Öğrenciler. 1.65, kız öğrenciler ise 1.60 Metreden az olmasın. ‘’Bu kriterlere uymayanı kayıt etmeme yetkisi istiyorum’’ diyerek. Üniversite Senatosu da YÖK’e başvurmuş.
YÖK’te kabul etmiş iyi mi!
Kitapçığa da not düşülmüş bu durum.
Fakülte Sekreterinin belirttiğine göre, gerekçe de şu:
‘’Fiziki yeterliliğe sahip değiller, sedyeden hasta düşürüyorlar’’
Bilimsel bir açıklaması var mı bu durumun bilemem. Ama şunu söyleyebilirim.
Belki sağlık memuru olmayacak bu çocuklar.
Pazarlamacı olacaklar belki.
Yönetim Asistanı, yani sekreter olacak bazıları.
Nereden biliyorsunuz ille de sağlık memuru olmak istediklerini.
Her Üniversiteden veya yüksekokuldan mezun olanın aldığı eğitim doğrultusunda çalışacağına dair ilahi bir kural mı var.
Allah’ın emri değil ya bu durum.
Niye eğitim alma hakkını yok ediyorsunuz bu çocukların.
Bu hakkı nereden alıyorsunuz siz.
Üniversite çağına gelene kadar bir velinin neler çektiğini bilir misiniz?
Yazıktır, günahtır.
Biraz insaf edin!