25 MAYIS Samsun’un Havza ilçesi için çok önemlidir. Büyük Kurtarıcı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ilçeye gidiş tarihidir. Uzun zamandan beri Samsun’dan bu ilçemize tren seferi düzenlenir ve güzel bir etkinlik yapılırdı. Yapılırdı da ne hikmetse son yıllarda bu etkinlik yapılmaz oldu. Son yıllarda bu etkinlik yapılmıyor, tren yerine otobüsler kullanılıyor bu etkinlik için.
Bu etkinlik son yıllarda yapılmıyor. Acaba neden?
Demir yollarının parası mı yok, Samsun Valiliği artık bunu etkinlik mi saymıyor? Eğer Mustafa Kemal’in Türkiye Cumhuriyetini kurmak ve yaşatmak amacıyla yaptığı yolculuğu etkinlik saymayanların parası mı yok, yoksa Cumhuriyet değerlerini mi yitirmişler, Cumhuriyet’i kurmak için can verenleri yok mu sayıyorlar.
İlgisizlik mi yoksa parasızlık mı? Çünkü Samsun bu problemi aşmış bir ildir. Zengin olduğu için teşvik bile istenmemiştir ve de verilmemiştir. O zaman geriye sadece ilgisizlik kalıyor?
Ben Samsun’daki hiçbir yöneticinin 19 Mayıs konusunda ilgisiz olacağını düşünemiyorum. Belki de bir programı düzenlemek becerisinden yoksun bulunmaktır Samsun’u yönetenler. Ne dersiniz?
Oysa AKP’li belediyelerde maşallah bu beceri de var. Konser düzenleme konusunda birbirleriyle yarışıyorlar ya. Zevk-ü sefa âlemindeler. Bu ise bana Osmanlı’nın “Lale Devrini” hatırlatıyor. Yani İmparatorluğun yıkılma sürecinin başlangıcını. Umarım bu yıl bu program yine gerektiği gibi kutlanır. Yani o tren Samsun’dan kalkar ve Havza’ya gider. Yok, yapılmayacaksa, yolu bulmak vatandaşın becerisine kalır.
Vatandaş yol bulabilir mi? Elbette bulur.
Kartacalı komutan Hannibal'ın çok soğuk bir kış mevsiminde, emrindeki 90.000 kişilik ordusu ve binlerce fille Alp dağlarının geçit vermez sarp yamaçlarına vardığında umutsuzluğa kapılan komutanlarına söylediği sözdür bu: Ya bir yol bulacağız, ya bir yol yapacağız.
Türkiye’deki ekonomik kötü gidişin önünü kesmek vatandaşın elindedir. Ya yeni bir iktidar bulacak vatandaşlar ya da kaderlerine esir olarak yaşayacaklardır. “Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar” derler. Kısaca yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir elbet. Hükümet kanadının söylemlerine bakılırsa ekonomik zorlukları kolayca aşabilmek zordur. O nedenle üstesinden hep birlikte gelinmelidir. Neden, Türkiye ekonomisini içinden çıkılmaz duruma getiren ben değilim ki ben vatandaş olarak düzelteyim. Vatandaşın alım gücünün düşmesi iktidarın hiç de umurunda değil çünkü onlar saraylarda oturmaya, yeni saraylar yapmaya alışmış durumdalar.
Türkiye’nin her yerinde olur mu bilemem de Samsun’da yapılması gereken bir konu var. Nakliye fiyatlarının akaryakıta gelen zamlar nedeniyle artması vatandaşın belini büküyor ya, bu zamları durdurmanın bir yolu var. Eğer İktidar petrol fiyatlarının önünü alamıyorsa vatandaş bu işin önüne geçebilir.
Vatandaş ne yapmalı? Birinci madde olarak akaryakıt tüketimini azaltmalı, bunun için de kontak kapatmalı. Nakliyeciler kontak kapatırsa ne olacak? Samsun’a il dışından gelecek olan gıda maddeleri gelemeyecek, sonunda da vatandaş pahalılığına isyan edecek.
Bu isyan da İktidarı biraz kendine getirecek ya da vatandaşın üzerine coplarla gidecek, biber gazı sıkacak. Samsun’dan başlayacak bu hareket de Türkiye’ye yayılacak, ardından zamlar büyük ölçüde geri alınacak.
Bizler de cebimizdeki parayla kolayca alışveriş yapabilecek, gıda yokluğundan midemiz küçülmeyecek.
Yanlış anlaşılmazsın bu bir isyan çağrısı değildir, hayat pahalılığının önüne geçebilmenin bir yoludur.
GÜNÜN SÖZÜ
Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızla çarpma, geri dönmek isteyebilirsin. (Don Herold)