Dün saat 12.30’u gösteriyordu.
Başkan Emin Kar’ı aradım.
“Bir haber var mı Başkan?” diye sordum.
Biliyorsunuz büyük bir sorunla boğuşuyor aslında ama sorun onun için o kadar gündelik bir iş haline gelmiş olmalı ki.
“Ne haberi” dedi.
“Şu eski futbolculara ödenmesi gereken borç meselesini soruyorum” dedim bu defa.
Bir haber yokmuş.
“Uğraşıyoruz Abi, bu saatten sonra takımın puanlarını sildiremeyiz” dedi.
Bu arada Galip Öztürk’ün futbolculara iki maç için vaat ettiği 100 bin lira primi gönderdiğini söylüyor Başkan. Galip Öztürk’ten gelen 100 bin liranın futbolcuların hakkı olduğunu, bu nedenle o parayı futbolculara dağıtacağını söylüyor Başkan Emin Kar.
Ama şu eski futbolculara ödenmesi gereken borç konusu var ya, o konuda henüz olumlu bir gelişme olmamış.
Her kapıyı çaldığını söylüyor Başkan Emin Kar.
Yarın son gün.
O PARA YA ÖDENECEK, YA ÖDENECEK
Yarın o para ya ödenecek, ya ödenecek.
Başka yolu yok.
Soru şu?
Kim ödeyecek!
Eğri oturup doğru konuşalım. Çözmek için olağanüstü bir çaba sarf ediyor olsa bile bu mesele Emin Kar’ın meselesi değil aslında.
Asıl sorumlu olanlar var.
Onlar gizleniyor hala.
Ama güneşin balçıkla sıvanması mümkün olmadığı gibi, bu sorunun asıl müsebbipleri ne kadar saklanıyor olsalar da biliniyorlar.
Bu bakımdan asla sorumluluktan kaçamazlar.
BAŞIMIZA NE GELİR
Yarın o parayı bulamayıp Andre Bahia’ya olan borcumuzu ödeyemediğimizi var sayalım.
Maazallah.
Olmasını dilemeyiz ama o borcu ödeyemezsek olacak şudur:
Önce 6 puanımız silinecektir.
Sonra 15 yıl önceden kalma Ben Ofosu’nun borcu sıraya girecek.
Yetmedi!
Michael Fink “Ben de isterim” diyecek. Ki, zaten öyle söylüyor.
Ardından Teofanis Gekas gelecek.
Daha bitmedi!
Dejan Kelhar da alacağını isteyecek.
Hatta ancak 15 dakika kadar formamızı giyen Selim Teber’in avukatları kapımıza dayanacak.
Akaki Kubutia’yı, Valdamiro’yu, hatta Pal Lazar’ı saymıyorum bile.
Peş peşe gelecekler.
Andre Bahia’nın borcunu ödeyemediğimiz için 6 puanımız silinirse ve diğerlerini de ödeyemezsek eğer olacakları düşünemiyorum bile.
Bunun vebali büyüktür.
BU YÜK HERKESİ EZER
Bu yükün altında herkes ezilir benden söylemesi.
Bu işe sebep olanlar ki; her ne kadar şu ana kadar saklanıyor olsalar da kim oldukları biliniyor.
Bu kulübü içinden çıkılması zor bir duruma sürükleyenler, hiçbir şey olmamış gibi ardına bile bakmadan bırakıp gidemez arkadaş.
Gitmemelidir.
Kulübü bu duruma düşmesine sebep olan yönetici veya başkanlar, daha sonra “Alacağım var” diyerek kulüp gelirlerine temlik koyamazlar.
Koymamalıdırlar.
Hem bunu yapıyorlar hem de hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar.
Ve ben de bunu anlamakta zorlanıyorum.
BUNUN HESABINI KİMSE VEREMEZ
Borçlarımız yüzünden küme düşürülürsek eğer. Başta bu durumun oluşmasına sebep olanlar olmak herkes, bu şehre hesap vermek durumunda kalacaktır.
Benden söylemesi bu şehrin üzerinden para ve itibar kazanmış olan işadamına ve siyasetçisine kadar herkes o yükün altında ezilir.
Çünkü öncelikle işadamlarının bu şehre sorumlulukları var. O sorumluluktan hiçbir işadamı kaçamaz.
Vali’nin huzurunda yaptıkları taahhüt de biliniyor. O taahhüdün ne kadarı yerine getirildi o da bir başka muamma.
Yarın o para ya ödenecek, ya ödenecek.
Şu andan itibaren bu şehirde kimse karnından konuşmamalıdır.
Ben mesela ne yapacağımı söyleyeyim.
Ki, asla bir tehdit değildir.
Bu konuda yazacaklarım bir tarafa bireysel protesto hakkımı kullanmak adına o gün elimde bayrağım, sırtımda Samsunspor formasıyla Anıt’ın önünde olacağım.
Ardımdan birileri gelir mi onu da bilmem, kimseye böyle bir çağrı yapma hakkını kendimde bulmuyorum zira eylemim tamamen bireysel olacak.
Ne mi kazanırım?
Samsunspor’un başına gelen bu durumu bütün ülkenin bilmesini sağlarım.
Ben amacıma ulaşmış olurum, buda benim tek kazancım olur ki; beklentimde zaten budur.
Başımıza gelen bu musibete kimin veya kimlerin sebep olduğu öğrenildiğinde bu durum nasıl izah edilir onu ben bilemem.
Varsın onu da bu duruma sebep olanlar düşünsün.