Ülkem kan ağlıyor.
9 saat arayla ülkemi vuran iki deprem ki; ''Yüzyılın felaketi'' diyoruz buna.
Ülkemizin Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesindeki 10 ilimizi etkiledi.
Binlerce bina yıkıldı.
Ki;
Büyük bölümü çok katlı yapılardı.
On binlerce kişi enkaz altında kaldı.
Kadim şehrimiz Hatay'ın mesela yüzde 80'i yok oldu.
Keza Kahramanmaraş'ın da büyük bölümü yok artık.
Elbistan ve Pazarcık gibi yerleşim yerlerinin 'hayalet şehre' dönüştükleri söyleniyor.
Şehirlerimizi yeniden imar edeceğiz.
Atatürk'ten armağan Hatay'ımızı da yeniden ayağa kaldıracağız elbette.
Ki;
Bunu borçluyuz Ata'mıza.
Nüfus yapısının değişmesine de izin vermemeliyiz Hatay'ımızın.
Güvenlik sorunu olarak görmeliyiz bunu.
Yoracak bizi onu da biliyorum ama güçlü bir milletiz.
Bunun da altından kalkacağız elbette.
Şu günlerde gündemimiz budur bizim.
Olması gerektiği gibi.
Ve fakat.
Biz depremle yatıp, depremle kalkarken, şehrimde birilerinin, bunu bizim zaafımız olarak görme çabasında içinde oldukları anlaşılıyor.
Bir yıl önce gündeme getirdikleri ama şehrin tepkisi nedeniyle geri çekmek zorunda kaldıkları Kürtün vadisini imara açma planını, bu boşlukta yeniden gündemlerine almışlar.
Cuma günü alelacele komisyondan geçirileni imar planı değişikliğiyle ilgili karara dair teklif bugün yeniden oylamaya sunulacakmış.
Dün bu köşeden başta Başkan Mustafa Demir olmak üzere, Büyükşehir Meclis üyelerine seslenerek, ''Bu kötülüğü Samsun'a yapmayın'' demiştim.
Hala aynı noktadayım.
Bu kötülük Samsun'a yapılmasın.
Vadi, mikroklima iklime sahip Allah'ın bize bağışladığı yeryüzündeki birkaç örnekten biridir.
Yapılaşma başlarsa orada ısı rejimi değişeceği için eskisi gibi verim de alınamayacak ve bugüne kadar aralarında Deveci armudu gibi örneğindeki gibi birçok meyve türü yetiştirilemeyecektir.
Ki;
Vadide 50 tür meyve yetiştirildiği biliniyor.
Bunun yanı sıra, vadinin zemini de gevşektir.
Vikipedia'da Kürtün vadisi ile ilgili, bilgi de bile buna değiniliyor:
Şöyle ki:
Kürtün Çayı, Samsun'un Kavak ilçesinden kaynağını alıp merkez ilçeden Karadeniz'e dökülen akarsudur. Irmağın yağış alanı 320 kilometrekare olup, akarsu boyu 47 kilometredir. Bin 100 metre rakımdan doğan akarsu, döküldüğü yerde üçgen biçimli küçük bir delta oluşturur. Akarsuyun Samsun merkeze bakan kıyılarında heyelanlar gözlenir.
Neymiş:
Kürtün vadisi heyelanlı bölgeymiş.
Ne farkı var.
Yerle bir olan Amik Ovası kıyısında kurulan Antakya’dan yani.
Allah korusun bir deprem olursa ki, Kuzey Anadolu Fayı burnumuzun dibinden geçiyor biliyorsunuz.
500 Km uzaklıktaki Kahramanmaraş merkezli depremde sallanan evlerimiz, 80 Km uzağımızdan geçen Kuzey Anadolu Fayı'nın kırılmasıyla ayakta kalır mı sanıyorsunuz.
Aklımızı peynir ekmekle yememişsek ki, her biri aklı başında insanlar olduğunu düşündüğüm Büyükşehir Belediyesi Meclis üyelerinin heyelanlı bölge olarak bilinen Kürtün vadisini imara açmayı bir saniye bile düşünmemeleri gerekir.
Bize o kötülüğü yapmayacaklardır.
İnanıyorum buna.